Ne çok kelime pelesenk oldu dilime ve bir o kadar da yüreğime. Şimdi de transfer olmakta kalemin ucundan beyaz sayfalara. O beyaz sayfalar ki kar kadar temiz ve asil, yüreğim kadar sıcak. Ve her ne hikmetse kendim gibi belledim karşıma çıkan her bir insanı. Ve kandım, inandım hangi duyguyu telaffuz eder görünse de. Zira aynaya bakmış gibi oluyorum her seferinde ve binlerce kez yanılıyorum akseden görüntünün içimin bir tezahürü olduğu yanılgısına düşerek.

 

Heyhat… Binlerce kez esefle kınıyorum yaralı kalbimi. Daha ziyade kuşunlar tarafından lime lime edilmiş eleğe dönmüş ve hala atmakta. Hiç sorun değil; her halükarda yine duygular bir bir dile gelmekte zatıâlimce. İnkâr edemem zira korkarım Allah’tan.

 

Sıkıntı da yok sorun da ama inanılmaz kırgınım. Ne kızgın ne de öfkeli çünkü saygı babında olmalı ahenk ve de tüm öngörüler. Samimi ve yalın ne varsa tacizinde hakkaniyet karşıtlarının.

 

Sayısız öğreti ile ömrümde ne eğreti yaşadım ne de diken oldum başkalarının hayatına. Olsa olsa kendi dikenim ile yaktım canımı zarar vermemek adına ve ne yazık ki sayısız kaktüsün saldırısı altındayım koca bir ömür. Ve her bir kaktüsü naif bir gül inceliğinde sevip saydım ve bilemedim bu naif görüntünün zihnimin bir oyunu olduğunu.

 

Asaletin sözcüklerde ve davranışlarda değil ruhta saklı olduğuna inandım diğer yandan. Zira kelimelerle oynayabilirsiniz ve bir o kadar oynayabilirsiniz de usta bir aktör performansı ile. Ve kandırırsınız da benim gibileri.

 

Hiç de merak etmiyorum diğer yandan kimlerin nasıl bir yanılgı içinde olduğunu. Olsa olsa bir oyun olmalı bu benim müdahil edilmeye çalışıldığım ama asla da tasvip etmediğim. Zira figüran rolüne bürünmek değil niyetim. Olsa olsa kendi hikâyemin başkahramanıyım. Biraz hayalperest, oldukça iyi niyetli ve kimine göre saf. Hikâyem de biraz değişken diğer yandan en az benim kadar ama yine de sabit değişkenler mevcut hayat denklemimde. Her ne kadar bilinmez ben olsam da biliyorum ki; eninde sonunda sonuca ulaşacağım. Zira tüm gayretim yolumdan sapmadan çıkışı bulmak.

 

Hayır, hayır ne kayboldum ne de kıskacındayım hayatın. Sadece merak ettiğim soruların cevabını bulma niyeti güdüyorum hem de yolumdan sapmadan her ne kadar yolumu değiştirme amacı güdenler olsa da…

 

Bilmediğim ve tanımadığım onca insan ve bir o kadar mefhum. Ya, umurumda mı hakkımdaki düşünceleri? Netice itibariyle bana dair ne varsa sadece ve sadece benim mesuliyetimde ve de benim himayemde tam da dizginleri benim tutmam gibi. Pek tabii ki öncelikle mesul olduğum yegâne güç içimdeki yaşama sevincinin ve umudumun tek ve bitmek bilmez kaynağı.

 

Asla da sözde değil ne varsa dile getirdiğim. Tamamen içimin dışa vurumu; hiç olmadığı kadar berrak ve yalın. Kamufle eden sadece üzerimdeki giysi yoksa ne bir zırh var üzerimde ne de aba.

 

Kaybım da hep bu yüzden olmadı mı diğer yandan? Şeffaf olmak adına hep ama hep kaybettim hem de hayatın hemen hemen her alanında. Ve yine devam ettim yoluma ve bir şekilde doğruldum. Biraz güneş, biraz ışık ve de inanç oldu mu nasıl da dikilir boynu bükük çiçek.

 

Güç nedir sizce? Olduğundan farklı görünmek adına yalan torbasından çıkan onca yalan eşliğinde bir görüntü mü?

 

Ya da duygulardan sadece neşe mi vardır kabul gören ve hiç mi değeri yoktur harici duyguların?

 

Öyle ya, hemen etiketlenirsiniz eğer ki biraz hüzün bulaşmışsa üstünüze başınıza ya da meraklı bakışların hedefi olursunuz eğer ki kapalı bir kutu iseniz. Kimseler tek bir ipucu vermezken nasıl da sıkıştırırlar sizi ters köşeye: Açıl susam açıl…

 

Ne fark eder ki farklı olmak?

 

Ya da farklı olmak diye zihinlere yerleşmiş bir ön yargı nasıl bir kazanım getirebilir ki şahsımızın haricindekilere?

 

Her birimiz öylesine farklıyız ki. Aynı görünen bizler değiliz ki sadece ortak tuttuğumuz amaçlarımız ve peşinde koştuğumuz egolarımız bizi eş değer tutan. Yoksa ne bir araya gelir onca insan ne de kol kanat gerer birbirine.

 

Ama her şeye ve herkese rağmen tek bir mefhum sayesinde ortak paydada buluşuyoruz: Sevgi ve maneviyat. Haricinde ne varsa ne yazık ki; nefsimizin bir oyunu ve göstergesi.

 

Tek dileğim, özümüzdeki iyiyi yakalayıp ortaya çıkarmak. Zira inancım şu ki ve pek tabii ki kabul gören; herkes özünde iyidir. Yeter ki menfaat ve yanılgı içinde bulunmasın.

 

Saygılarımla…

( Yeter Ki... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 23.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.