Ne yazık ki, evet ne
yazık ki süre doldu. Aslında böyle bir sürenin olma ihtimali bile yokken,
ikimize bir şans daha tanımıştım.
Biliyorsun ve ben de
biliyorum nedenleri, niçinleri. İki duyarlı kalbin böylesine bir çıkmaza
girmesi gerçek manada kötü oldu.
Şans demişken… Böyle
bir hakkım var mıydı gerçi ben de bilmiyorum ama otuz yılın hatırına olması
gerekendi. Ve senden de karşı bir atak bekledim. Hani belki aklın başına gelir
diye…
Suçumun, tabii ki senin
tabirinle, ne olduğunu çok iyi biliyorum ve adım gibi de eminim de buna. Boş
ver gitsin: Her hangi bir açıklama yapmak gibi bir niyetim yok. Zira suçum yok
benim. Ve bunu sen de çok iyi biliyorsun, arkadaşım. Ya da eski dostum mu
demeliydim…
Eski dost düşman olmaz,
demişler. Artık düşman mısın ya da bir yabancı mı, umurumda bile değil. Ben
kendi yolumu çoktan çizdim. Hani senin tam yirmi yıl evvel çizmiş olduğun gibi.
Üstelik senden izin alacak filan da değilim. Ama bir şey söylemem gerekirse:
Sırf senin için çok şeyden feragat edecektim. Sadece seninle konuşmak ve
fikrini almak haricinde bir beklentim de yoktu üstelik. Evet, konuşmak ve de
paylaşmak. Çok şey mi istemişim… Sanırım, evet. Çok şey istemişim.
Olanları biliyorsun, en
az benim kadar. Ve ben de şunu biliyorum ki; ben senin gibi korkak değilim.
Yazdıklarımı okuduğundan da eminim. Üzgünüm seninle bir şekilde iletişime
geçmek zorundaydım. Kaçtın, yeltenmedin bile konuşmaya. Bırak yeltenmeyi,
tenezzül etmedin.
Onurum ve haysiyetim
hep önde gider, iyi bilirsin bunu. Tanırız birbirimizi… Pardon, ben seni
tanıyamamışım bu güne değin. Yoksa bu noktada olmazdık.
Senin her bir sözcüğün,
kelamın inanılmaz önemliydi benim için. Ve benimkilerin de senin için öyle
olduğunu kabullenmiştim. Al işte, yine yanılmışım.
Çok şey borçlu olduğum
insanlar var. Yerin dolar ya da dolmaz zira senin yerinde kimsenin alması
gerekmiyor.
Güven duygumun yitip
gitmesine neden olanların en başındasın. Şükür ki, yeniden güvenmeyi tekrardan
öğrendim. Kısaca ağır tahribat yaratmanın cezasını uzun süre çektim. Sen kime
güvenirsen güven ya da istersen bir ömür güvenme.
Uzun zaman oldu çok
uzun zaman hem de…
Ve bu zaman zarfında
çok iyi gözlemledim hayatı ve insanları. Ve tabii ki seni de. Uzaktan olsa da.
Eksiler ve artılar hep
olacaktır hayatımızda. Kimsenin kimseyi sorgulama hakkı da yok üstelik. Ne
sorgularım ne de buna izin veririm. Ama başta da belirttiğim gibi, son bir şans
daha tanımıştım her ikimize de.
Nerde olduğun ve ne
yaptığın artık her hangi bir önem arz etmiyor. Benim ne yapıp ne yapmadığım da
senin ilgi alanın dâhilinde olmamalı üstelik.
Hep destekçindim ve
senden de bunu umdum, özellikle görüşmediğimiz son iki yıl boyunca.
Görüşmediğimiz mi senin
görüşmek istemediğin mi… Cevabını çok iyi biliyorsun.
Sana söylemek
istediklerimi birkaç mektupta dile getirdim. Ve zamanı geldi artık.
Son kararım ve oldukça
da eminim artık: Bunun bir tekrarı olmayacak. Zira hiçbir şeyin önemi kalmadı
artık seninle ilgili. İstersen git ve dünyayı kurtar ya da istersen anılarla
avun. Evet, ben de önem veririm geçmişe ama artık geçmişime sen dâhil değilsin.
Ne kırgınım ne de
kızgınım. Sana karşı hiçbir duygu beslemiyorum artık. En kötüsü de bu, değil
mi? Duyarsız kalmak…
Bilmediğin çok şey var.
Demek ki; bilmek zorunda hissetmedin. Yoksa şu an burada olmazdım, boş bir
sayfayı karalamazdım.
Merak etme, bir kez
daha rahatsız etmeyeceğim seni: Hiçbir şekilde hem de…
Son sözümü söyleyip,
noktayı da koyuyorum üstelik…
Ebediyen hoşça kal…