EYLÜL'LE SİL BAŞTAN HASBİHAL

Artık bir bahar ısmarla malıyım yüreğime.

Çıkmalıyım kısır döngülerin otağından. Bir beyaz karanfilin bağrından sağ malıyım, yaşam sebebimi. Tahta masanın sandalyesine vurgunluğu gibi, şiire vuruluşumun tadını çıkarmalıyım. Lirik bakmalı gözlerim. Çiğdem toplamalıyım hece hece. Gelinciklere dokunmaya korkan yüreğim, şehit kanı taşımalı serbestlerimde. Avuçlarıma saklanmalı miskinliğim. Parmaklarımın baskısına boyun eğmemeli kalemim. İnadına hür, inadına muhkem basmalı ayaklarım ve inadın a kendim olmalıyım. Uğur böcekleriyle başlayan bir şarkının nakaratına takılıp, kelebek kanatlarında bitirmeliyim, içimde çoğalan sarkıt ve dikitleri. Ciğerlerim kana kana içmeli, sürümden kazanan temiz havayı. Deliler gibi koşmalıyım, dizelerin bağrında. İmgeden yapılmış uçurtmalarımla, haz almalıyım tüm bitişlerden. Rüzgarın tüccarlığa soyunduğu günleri, mezatların merkezinde bırakıp, kendime pembesiz doğrular almalıyım. 

Artık silgisiz günlere adım atmalı ömrüm.

Kedermiş pehh... Ağlamakmış çokta tın... Acı çekmekmiş, o da ne?.. Avuntularmış, hiç işim olmamalı. Gün bulup, gün yermişcesine olmalı tüm varsayımlarım. S/ıkıntılar durağında inenlerle geçen zamana elveda deyip, merhabaya uzanan yolların başında, kendime gelmenin tadına varmalıyım. Ötelemeliyim birikintileri. Yığınların anasını babasına satmalıyım. Yumruk yapıp durmaktan, en az alnım gibi çizik çizik olan avuçlarıma gül koyarak, özür dilemeliyim. Kollarımı sonuna kadar açmalıyım. Kucaklaşmanın evren ötesi dinginliğinde, kendimi bulmalıym. Amacını ve haddini aşmış sızıntılara d u r demeliyim. Yazdıklarım kadar, yaşadıklarımdan da emin olmalıyım. Kalemim cesareti benden almalı. Fethetmeliyim harflerin tüm kalelerini. Gaçasını düşürmeliyim hıçkırıkların. Alayına giden cümleler kuranlardan değil, alaysınına ulaşan sözler türetmeliyim. Çıraklığım dillenmeli şiir otağında. Acemilikten çok, öğrenme hevesim yansımalı gözlerimden. Dilim dönmemeli aykırılıklara. Ya da ne biliyim, yalancı mevsimlerin ara gazına gelmemeliyim. En az kendi elimi kendim tuttuğum kadar, kendi savaşımı zaferlerle, yine kendim taçlandırmalıyım. Şükrümün şerbetini kana kana içip, sabrımla doyurmalıyım karnımı. Göbek çatlatanfırtınaları değil, yürek hoplatan dinginlikleri mesken edinmeliyim. Sil baştan değil, en baştanlarım olmalı gönlümde. Sildiklerimin değil, silsilesini sürdüklerimin peşinde hafiye olmalıyım...

Bir yunağım olmalı, dalgalarıyla çocuk yanımın yüzünü okşayan...

Mavisuyun koynunda aklanmalıyım. Doağarken tuzlanan bedenim, ölüme ramak kalan ömründe, tuzla barış olmanın tadına varmalı. Masmavi umut yıldızlarımı dökmeliyim saçlarımdan. ''Sakla bunu mavisu. İhtiyaç halinde alırım senden.'' demeliyim. Hayran olduğum emanete hıyanetsizliğinden, hürmetine duyduğum saygılar biriktirmeliyim. ''Sebi seviyorum.'' ları bir tek ona söylemeliyim. Huzuruma sıçrayan belirsizlikleri ve tümcesiz cümle gibi ayın-oyunları, vurguna terk etmeliyim. Umurumda olmamalı, yamulmuş halleri. '' Bana ne.'' demeyi öğrenmeliyim. '' Adam sende.'' cilikten uzak, insan kalmanın efsunuyla, kendimden geçmeliyim. Arındığım kadar arıtmalı, damıtmalıyım özümde titreyen tüm çoşkularımı. Hiçlerim kadar sağlam basmalı ayağını heplerim. Kapısız oda gibi, havasızlıkların canına okumalıyım. Sabunun gözüne gözüne basmalıyım suyu ve tadını çıkarmalıyım eriyip giden, '' İncir çekirdeğini doldurmayan''ları. Ağdalı sözleri, ağdasız oyunlarla başbaşa bırakmalıyım. Yunmuşluğumun ertesine kalmamalı, eprimiş duygular. Keselemeliyim yüreğimi acıtan ne varsa. Göbek taşında kalmalı üzerimden çıkarıp attıklarım. Bir beden dar gelen değil, ar gelenler olmalı alıp verdiklerim. Kulaç atmalıyım enginlerine şiirin. Kramp girdiren varlıkların biteviyeliklerine harcadığım zamanları, varlık sebeplerinin dışına çıkmayan balıklara yem etmeliyim. Annem olmalı, babam olmalı deniz.

Bir yağmur ısmarla malıyım kendime.

Gökler ağladıkça, sen kokmalı toprak. İçime çeke çeke iştirak etmeliyim, gök gürültülerine. Sis basmalı gözlerimin ufkunu. Bakış açım tıkanmalı, sen noktasında. Eylül düşmeli, ömrümün tam orta yerine. Kuru yaprağın, kuru ayazla sıvışıp gitmesine aldırmadan, üryan kalan dalları öperek örtmeliyim. Gövdesine harflerle çentik atılmış ağaçların yaralarını, çamurla sıvayarak tımar etmeliyim. Bitmeli yazın, hararet basan harlı havasının ihtişamı. Bitmeli, ter kokusu ile karışan duyguların ıslaklığı. Sadece yağmurlarda ıslan malıyım. Sokaklar sessizlikle yer değiştirirken, köşe başlarında oturan nemli göz gibi olmadan, caddelere hırsız gibi sız malıyım. Islak olmalı izlerim. Islak olmalı, saçak altlarına saklanan serçeler. Yazılarım kadar şiirlerimde nasibini almalı ıslaklıktan. Her yönüyle Eylül olmalıyım. Eylül'e benzemeliyim. Beklenmedik anilikler değil, beklenilen olmalıyım. Sende eriyip giden, kendime özgülüğüm, Eylül de hortlamışcasına çıkmalı ortalığa. Bir kere daha, hiç olmadığım kadar ben olmalı ve ayrıcalığımı hatırlatıp noktayı koymalıyım... Bunun içinde:

-Her şeye sil baştan yapmalıyım...

HÜZÜN ŞAİRİ: N Y 


( Eylül'le Sil Baştan Hasbihal başlıklı yazı Hüzün Şairi tarafından 27.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.