GİTMEK HEP YADIN DAYDI ZATEN


Şimdi git...

Henüz vakit geçmiş değil. Tüm yorgunluklarını omuzlayarak, ardın da (kendince) bir iz bırakmadan git. Dilinde pelesenk olmuş bir kaç cümle kırıntılarını dahi bırakma. Bırakma gerinde sana dairlerini. Sanki ben hiç yorgun değildim değil mi? Bitmişliğin de dahil neyin var neyin yoksa topla git.

Şimdi git...

Yaşandı ve bitti diye kendini kandıra kandıra. Hayatın bir cilvesi gözüyle bakıp, nazını, işveni pamuk şekerlerine saklaya saklaya git. Damağın da acı tat bıraktı şiirlerim biliyorum. Sana çok fazla geldiğimin de farkındayım. Dileklerini yazdığın kayalıklara ıslak ayak izlerini bıraka bıraka git. Ardına hiç ama hiç bakma emi. Islak gözlerim seni caydırmasına da sakın izin verme. Bu gün ki gibi kararlı ve istikrarlı duruşunla, aldırış etme son kez içimin acıyışına. Elini sallasan ellisi olsun. Umursama ardında bıraktığın enkazı. Yenilerine yer açmış olursun farkındasın değil mi?

Şimdi git...

Sil süpür kırıntılarını. Eteğinde hiç taş bırakma. Israrın yarardan çok zarar verdiğini öğrenmekte güzeldi. Ben pes ettim artık. Ne kal deyip yalvaracağım ne de dön diye. Buraya kadarmış. Oysa bir kerecik de benim penceremden baksan yeterdi. Anlamaya çalışsan hani... Ya da vicdanına danışsan mesela. Ruhumu tırtıklayıp duran bu yürek de elbet yorulur birgün. Vazgeçer bunca feryat figandan. Sen gibi susmayı elbet öğrenir.

Şimdi git...

İlk defa bu denli yalvardım ben. İlk defa bu denli kendimi sorgulayıp yargıladım. Bir dalı kırka böler gibi çatır çutur kırdım gururumu oysa. Hiç olmadığım kadar sadisttim kendime. Hiç olmadığım kadar efe. Kulak verdikçe yüreğimin sesine, senli duyguların çalkantılarından arındırmak adına çırpınırken, bir çocuk gibi sığınmak istedim limanına. Demir almamacasına, ahirete dek diyerek verdiğim sözce ama sözler de boşmuş meğer. Hele de çaba tek taraflı ise külliyen boşa kürek çekmekmiş.

Şimdi git...

Ne ertele ne de acele et. Usul usul, geldiğin gibi, hissettirmeden. Sağanaklarım bana yeter bu saatten sonra. Sen çisentilerinle, yarı ıslak yanlarınla ve bir inada kurban ettiğin yüreğimi, sunaklarına devire devire git. Akan kanım sayma. Acıyan yanım sayma. Kulak kesilme şiirlerimin çığlıklarına. Duyma mısralar arasına hapsettiğim gözyaşlarımın ağıdını. Üzülme yani...Çift karakter masallarınla kendini teselli ede ede git.

Şimdi git...

Toparlanırım nasıl sa... Bir annenin yalancı memeyle bebeğe oynadığı oyun gibi oyun oynayarak kandırıp uyuturum elbet yüreğimi. Hasat zamanı diyerek budarım elbet ektiklerini. Kalan son gayretimle de yakarım elbet anızlarını. Nadasın getirisi ayrık otları ile oyalanır, o da Allah' ın yarattığı diyerek, kendimi kandırırım elbet. İçin rahat olsun. Sana ulaşmaz ne sesim ne de soluğum. Şah damarımdın. Kesildin ve bende artık bir ölüyüm. Başucum da bir taşım eksik. Onu da taş kesilen yüreğimle tamamlarım nasıl sa...

Şimdi git...

Bana kalsın kahrın da gazabın da... Öfkeni yeterince kustun değil mi? İçinde boşaldı. Ne bir özür ne de temiz bir sayfa dileğim umurunda değilmiş anlamam gerekirdi. Anlamam gerekirdi ''Yazamam.'' dediğinde.  Anlamam gerekirdi bahaneler sıraladığın da. Ne doğru denmiş meğer ''Aşk kapıdan girince, akıl bacadan kaçarmış.'' diye. Anlamam gerekirdi maddi ve manevi dengin olmadığımı. Hakikaten '' Davul dengi dengine.''ymiş be adamım...


Şimdi git...

Bir şansı bile çok gördüğün aşka, inancın bile tartışılır. Sevmeler hırsa yenik düşüyorsa eğer, bunca çırpınış hayat suyunu bulandırmaz mı sanıyorsun.  Bulanan suya atılan ise nasıl temiz kalır söyle? Ya da hani diyorsun ya '' İçimde bir şeyler hala tertemiz.'' diye, temiz olan bir şansı hak etmiyor muydu? Sevmeler ne iddia unsurudur ne de  inada maruz kalacak kadar aciz. Taciz edilen duygular eşliğinde alınan veballer, içinde sızlayan bir yerleri işaret ettiğinde, düşüncelerin hala aynı mı olacak merak ediyorum inan.  İstismar edilen yüreklerimiz, farkında mısın? Ama, sel dereden ne getirir kabulümdür hesabı ile çıktığın yolda, ikimize de en ağır imtihanı, en ağır acıyı pay ettiğini bile anlamamışsın demek ki...

Şimdi git...

Gitmeler hep yadın daydı zaten... Şu mübarek günde içime saçtığın acı ile mübarek olsun gidişin. Gün gelir, pişmanlığın sana hatırlatır nasıl sa ''Bir ben daha olmadığını.''. Ve yerime kimseyi koyamayacağını. Dediğim gibi aslı olmayanın gölgesi olmaz be adamım. 

Bu yüzden ben senin gölgeni bile sevmiştim oysa... 

HÜZÜN ŞAİRİ: N Y 


Sevmenin aslının, yüreğin enginlerin de yağmayı bekleyen yağmur yüklü bir bulut olduğunu bilen herkesin kandili mübarek olsun. Dilerim bu mübarek gün, canım yurduma dirlik ve düzen getirdiği kadar birliği de getirir. Amin.



( Gitmek Hep Yadın Daydı Zaten başlıklı yazı Hüzün Şairi tarafından 6/5/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.