Öyle bir denizde yüzüyorum ki her an dibe batabilirim; dalgalar öyle yüksek ve korkutucu ki… Hava aslında sıcak ama ben ölesiye üşüyorum. Ben böyle değildim ve asla korkmazdım.


Aslında yine korkmuyorum ama yalanlar tehdit edici boyutta, insanlar ürkütücü. Hepsi yüzlerinde,  gerçek kimliklerini sakladıkları birer maske ile dolaşıyor: Gülenler aslında ağlıyor, mutluyum diye geçinenler öylesine üzgün ki. Oysa ben onların dertlerine derman olmasam bile en azından destek olabilirim, çünkü ben mutsuzla mutlu olan bir insan değilim. Her şey insanlar için,  ben de mutsuzluğumu, hüznümü saklamaya başladım yavaş  yavaş .


Ağlamaktan korkuyorum, çünkü öyle kahkalar geldi ki kulağıma… Hastayım, mutsuzum, üzgünüm demekten çekiniyorum;  ne acı, bununla mutlu olanlar gördüm. Oysaki bu tip duygu ve problemler asla ayıp ya da günah değil hele hele başkalarına övünç kaynağı hiç değil. Yazık çok yazık, böyle olmamalıydı. Bazen başkaları adına, insanlık adına kendimden utanıyorum ve onlar adına af diliyorum sık sık Yaradan’ dan, öyle ki Yaradan’ dan dolayı yaratılanı sevmeli diye bilirdim.


 Nasıl sevebilirim böylesine hınç,  öfke ve nefret dolu insanları. Bununla beraber sevmeyi sevilmeyi hak edenler de yok değil. Bir yerlerde saklanıyorlar biliyorum,  kendilerini gizliyorlar. Gidişata ayak uyduramayan üç beş kişi vardır herhalde. Mutluluğu hak eden ve görünmez bu insanlar nerede bilmiyorum ama arıyorum, ara sıra da rastlıyorum.


 İçimde faiziyle birikmiş öyle bir sevgi birikimi var ki. Şaşıyorum kendime nasıl hala sevmekten vazgeçemedim diye, kızıyorum da zaman zaman… Ama ben sevgiyle büyütüldüm ve sevmeyi sevmeye programlandım sanırım bu benim yaratılışım en baştan beri. Aslında her insanda mevcut bu, sadece içlerindeki bu kıymetli hazineden bihaberler.


 Sonuçta biz insanız ve hepimiz sevgiyle yoğrulmuşuz Yaradan’ın elinde. Sevgi insana has; tüm duygular da bize dair, asla duygularımızdan utanmamalı ve onları gizlememeliyiz. Bizi biz yapan duygularımız ve aklımız değil mi… İnsan olmayı layıkıyla yerine getirmek için iç dengeyi kurmalı ve korumalıyız. Bizler basit canlılar değiliz, bir sürü evrimden geçmişiz.


Bugüne ulaşmış olmamış kimliğimizden vazgeçmemizi gerektirmiyor, zorunda da değiliz; bilakis sahip olduklarımız bize bahşedilen çok büyük kıymetler. Bu hazinenin değerini bilip, ona göre yaşamalıyız.


( Gerçek Yüzümüz... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 20.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.