’olması gerektiği gibi
olsaydı her şey eğer;
o zaman mı anlamını giyinirdi dünya’
’hayır’
 
yüzüme çizilen öfkeye bakma sen
içimde batan güneşleri sor bana
ve ellerinden tuttuğum yaşlı çocuğun derdini
kaç şiire gömdüğüm gözlerinin
kabrini sor mesela
keşifsiz imgelerden konuşalım istersen
sayısız gecelerin yastığıma bıraktığı
gözyaşı kokuları kimindir
sor hadi
sorabilirsen
 
bildiğin kadar acımazsız değilim ki
dilimde tatsız tuzsuz katıktır hayat
her isyanda kirli yüreğimden taşar karadeniz
bana utancın pembeleşen kırmızısını
bana şahdamarımda ki gel gitleri sor
birde şansıma biriktirdiğim tükürüğü
sor bana irislerimde neden yuvalanır
koyu bir vişne çürüğü
 
kaç şehirden kaçtığımın merakında
çevremi kuşatan kalabalık sessizliği sor
alnıma konuşlanan celselerinin izdüşümüdür yüzüm
bu yüzdendir belki de
mahkeme duvarlarına dönüşüm
buğdaya ve tuza bandığım yeminlerimi öp
esnek kemiklerimin ucundan çak kibriti
öldüğüm her yıla bölerek ver ateşi
nasılsa
vasatı zaten kırk çöp
 

’yollar uzun yıllar kısa
yarım asra mediveni dayadık nasılsa
bir yaşamdan bunca ’keşke’ler çıkınca
eyvahların sayısını sor bana’


Faruk CİVELEK
 
 
 
 
 
 
( Vişne Çürüğü başlıklı yazı FarukCİVELEK tarafından 4.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.