aşka ve sevgiye yazılan kalın puntoların
hiç biri ayet değil mira
birazını yaslı yüreğine merhem sarıyor
birazıyla da ruh ikizini doyuruyorsun
şiirleri başıboş renklere boyamak
umudu daha da yakına çekebilmek olsaydı keşke
uzak ormanlar kadar içimde ölse de sessizliğim
sana tesellim
yeni kavgaların miladı olacak sanki
biliyor musun
aslında ben de senden farklı değilim
görüyorsun
en gizli tuttuğumuz sırla
her saat başı mecburen yüzleşiyoruz mira
ne kadar indirsen de kızıldenizin ortasına
o takatsız kanatlarını
her şey
bir atımlık nefes ile dilemma
çevirdiğim her sayfanın restinde
başka bir mahşerin aynası
eskiden nefesimle ısıttığım şiirler
şimdi başka nefeslere emanet solo kalmış
kronik bir dil yarası
sen gerçekten umarsız bir çocuk kadar saf
zamanın kıyısında direnen yediveren gibi
leylim
bir o kadar da çatal yürek
yine erken indir kepenklerini çengelin
ürkütmesin seni o yırtık dudaklılar
ne me gerek
Faruk Civelek