iki
kelimede çöktüm
’ben’dedin
önce
diğeri zul
bir resim gibiydi
gözle
gönülün o bilindik hikâyesinde
seyrelmiş
temâşadan mı acaba
böylesine
yabancı kaldım s/özüne
kimdi o
eteğinde terimi sildiğim
kimdi
yüreğinde
ki ülkeye göç ettiğim
beni kendi
denizine çağıran mavi
salkım
saçak portakal kokularına d/adandı
karşı evin
duvarından gülümseyen erguvanla
avuçlarına
yazdığım şiir
o da mı
yalandı
alnında
izlenen benim acılarımın yoludur
deme bir
daha
umudun
türküsü ezbere koyularak
başucunda
esnediğim kim di
yakışmadı
sana kadın
sende
olmak kazandığım en büyük savaştı
akkor
gözlerin çağırdı beni
ve
iki
kelimenle ’göç’tüm
başına
sonuna bakmadan
seni
gittiğin zamana katlayarak büyüttüm
olduğun
her yere beni de götürdün sandım
unuttun
bu saydam
hasbihalinden
yine de
içimin ocağında ısıttım seni
anlamak
istemedin de deme
kaderin
kaderime çok uzaktı
senin
gerçek dediğin
benim
yüzümde patlayan şamar kalsa da
ciğerime
diktiğin mızraktı
iki
kelimenden çoktum
’’ben’’dediğinde
’ben de’
dedim
yanıldım
ve koptum
diğerinde
uzak yakın
hiç yoktum
Faruk
Civelek