Küllerimizi Savurdum
 
Mürekkeple yazılmadı bu şiir

Kah gecenin karanlığıyla

Kah hüznümün buza çalan ayazıyla

Döküldü satırlara kederim.

 

Bir yusufçuk öpsün dudaklarımdan,

Ve mühürlensin kalbim.

Aşkla üşüyen sol yanımı versem ateşe,

Ya da çarmığa gersem,

Biter mi bu sancı?

 

Çocukluğu gasp edilmiş bir devşirme gibiyim,

Anlayamazsın beni!

Evcilleştirmeye çalışıyorum içimdeki nefreti.

 

Gecenin en acımasız saatlerinde,

İki gibi mesela yada üç,

Gözlerim tavana yüzünü çiziyor,

Siliyor, Çiziyor,

Siliyor, Çiziyor,

Böyle böyle sabahı ediyorum.

Unutacağım diyorum,

Yalan olduğunu bile bile,

Unutacağım!

 

Hep aynı şeyleri söylüyor şarkılar,

Şiirlerde yazılanlar hep aynı,

Aşk ayrılık ve acı!

Ve gölgeleri,

Ayrılığın, hüznün ve anıların,

Ayrılmıyorlar yanı başımdan,

Senden vefalı çıktılar.

 

 

Aşk diye bağrıma bastığım,

Gecelerimi zindana,

Gündüzlerimi harman yerine çeviren,

Aslını parçaladığın aşkımızın,

Nüshasını veriyorum ateşe,

Ah canına yandığım!
Küllerimizi savurdum Erciyes’in zirvesine.
 
 
 
g.sarıoğlu
ikibinonikinin/onikinciayının/dokuzuncugünü
erciyesin/sırtlarında
 
...
 
 
( Küllerimizi Savurdum başlıklı yazı GüLBeYaZ tarafından 9.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.