Güneş battı

Pas tuttu ellerim

İşledi tenime yokluğun

Solgunlaştı mavi deniz

Vapurlar gitti

Martılar uçuştu

Öldü, İstanbul’un ayrılıklı mevsimleri…

 

 ----

Geriye ne kalmalı, bizden aşk’a

Çığlıklarımın yankılandığı hiç kadar

Dokunabilmeli belki de karanlıklara

Ayrılıklı mevsimlerin, asi havasında



Yalnızlığımın kıyısındayım

Kamçılıyor rüzgâr saçlarımı

Talan ediliyor yüreğim, zorbaca

Ölüyorum ama önce destuurr vedalara



Martıların ağıtlarıyla uyuya kalıyor gözlerim

Mehtabın sesini duyuyorum derinden

Mıh gibi işliyor tenime yokluğun

Tövbe ediyorum aşka, yedi düvel diyarlarda



Gözlerinin ferini yüreğimde taşımaya isteksizim

Kim belecekti ki mahşerde adını
Ey aşk ehlinin kurtarıcısı

Tut ellerimden, kirpiklerindeki sıraatten düşerken



Dokunuşlarımı mecalsizce kırıyor; ruküdaki yeminlerim

Ya elif gibi oluyor sevdam dimdik

Yahut vav kadar gömülü içine

Sızlıyor yaralar, azap ya hu azap



Hoyrat bir tutkunun emsalindeyim, sayıklıyorum

Farz kılınan bir aşkın seccadesinde kuşatılıyorum

Uzanan eller beni rıhtımlara götürüyor

Bu kez İstanbul’u denizlerinden öpüyorum



Git gide üzerime siniyor, hudutsuz hücrelerim

Ayrılıksız okşayıp saçlarını, tabut bir elbiseyle

Gözlerine dalıp, kuşkusuz şehir türkülerini sunuyorum

Ağlamaklı, gülmekle, bir aşk; memnu hu memnu



İncindi artık kamçılanan saçlarım

Karaya vuran gemiler kadar çaresiz suretim

Midye midye şimdi umutlarım, tezgâh üstü

Zulmü okşadım ben, ağlamalarım sitemkâr



Yakıyor ruhumu mahpus eden, o mağrur kıvılcım

Göğsümde şimdi, sellere kapılmış cellâdın parmak izleri

Soğuktur mavinin karası, mezar taşımın kıvamında

Ayakucuma bırak, İstanbul’un sisli güllerini



Bu son sevişimdir seni, son gönül sancım

Taze ölü kokusuyla koparıldı güz gülleri

Kum taneli dokunuşların hissediliyor, toprak altında

Yüzü kıbleye dönük bir ayrılık sardı boğazı, hu!



Közleniyor ölmüşlüğüm, denizi yüreğimde uyandırırken

Canlanıyor gözümde çilekeş anılar ve sen

Kan kokulu kefenime sarılıp, içerken göğün suyunu

Ayrılığın zikir mabedi dökülüyor dilimden; selam hu selam




Gökçe Üstündağ / Kasım 2012
Saklı Düşler

( Öldü İstanbulun Ayrılıklı Mevsimleri başlıklı yazı G ö k ç é ! tarafından 20.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.