Karanlıklardaki kirlenmişliğini yok ediyor siyah
Zorlaşıyor, ağırlaşıyor taşıması aşkını
Acılar selam ediyor gözlerime
Sızıntılar, sızım sızım hissettiriyor kendini
----
Kayıp umutları seriyor önüne yıldızlı geceler
Suskunluğumu duyan ellerine dalıyor gözlerim
Bir hiç doğuyor günüme
Ömrüme, sen sen sunuluyor imkânsızlıklar
----
Korkularıyla yüzleşiyor terk ettiğim sevdalarım
Dudaklarımızın kopuşu ve sükût sükût ağlamsı gönlümün
Bir ayrılığın, iki çift yeminine değiyor ucu
Nefesim aşkın inceliğinde, ayrılığı s’oluyor bekleyişlerimin
----
Solan bir gülün, dalına gizleniyoruz diken diken
Bir acının ateşi, ateşin körüğü oluyoruz her dem
Savrulan ıslıklarımızı, ıslanmış gözlerle duyuruyoruz aşka
Ayrılığa düş’ünce hissediliyor kırgınlıklarımız
----
Terk edilişini izliyor, öldürdüğüm gülüşlerim
Kapıyı çalan, gitmelerin ve sessizliğin
Gidişini çiziyor ellerim
Habersiz bütün ayrılıklar, gözlerimin kıyısındaki senden
----
Yok oluşumu yâd ettim, ölümü çağırdım
Sonlanacaktı her şey ve olmayaktı(k) artık
Ayrılığı canım-da bulacaktım bu kez
Bitecekti tüm
karanlıklar, silinecekti gece ve aşk…
***
Gökçe Üstündağ / Saklı Düşler
Ekim 2012