Yalnızlığımın çıplaklığında tıpkı bir düello gibi yaşamak
Nefesim daralıyor, hayat avuçlarımda sanki
Beyaz inciler dökülüyor gözlerimden, iki kere mavi denize
Mahcubiyetimin ortasında, kayık çeker gibiyim
Her seferinde, aşk diyorum önce kendime.
Önce aşk, diyorum ki seni kendimde bulayım.
Bulunca kaybetmeyeyim, sen de beni sev istiyorum.
----
Umudu tükenmiş siyah gecede,
Ağlamaya sürükleniyorum, yarım yarım
Sonsuzluğu düşündüren masallardan yeni çıkmışken
Göçlere zor tutuluyor gözyaşlarım.
Kabuk bağlayan yaramın acısında can verirken
Hayatımı iki nefes arasına sıkıştırıp, dudaklarına değiyorum
Seni kalbinden öpüyorum…
----
İhanetin bedelini ağır ödemiş sokakların.
Adımlarımızda çığlık bulduğuna şahitlik etmiş.
Buğulu ayrılıkların tek tesellisi, sisli ve yağmurlu bu kent
En son çıkan yangınların, şehrin acısında
Seni sahipsiz bırakmıştı kumral bir çocuk edasında.
Ölüler gibi susuyor ve henüz ölmüyorken
Mezarımız da çiçekler açmış, zindandan çıkarken
----
Zehir zemberek aşkların, vedasından geliyorum şimdi
Kör kütük ayrılıkların, masumiyetinde terk edildim
Yürekten kırılıyorum, ayrılığı duyarcasına
Kalbimden gidişinin zifiri sessizliği itiraf etti
Koyu kara elvedaların sahipsiz olduğunu
Günlerin ıslaklığında ardında bırakıyorum güneşi
Gecelere günaydın, selam olsun unutmaya…
----
Henüz yürümeyi yeni keşfetmişken,
Titreyen sesimizin sebebi oldu acılar
Hep aynı gürültüyle geliyordu, serzenişlerim.
Güvertede sıkışıp kalmış gibiydi bedenim
Diriltemiyordu hiçbir deniz,
Hiçbir kayık, hiçbir martı…
Hiçbir yalnızlık…
Eziyorum acılarımla aşka olan inancımı
----
Çatı katında sakladığım üzeri toz kaplamış resimleri
Sigaramın ucunda, ay ışığı ile tutuşturuyorum
Küllerinde yanıyorum sevdamın,
Dudaklarından koptuğumdan beri üşüyor nefesim
Sanki tırnaklarıma kadar sızlıyorum
Sanki göğe kadar yetişiyor haykırışlarım
Sanki ben her gün ölüyorum…
----
Ahımı sakınıyorum, senden gayrı bir gün’ahım yok
Kayık çekiyorum vedalara, yorgunluğumu hiçe sayarcasına
Ve yine özlemin dağladığı günlerden bir gün
Her zaman olduğu gibi, yeniliyor(d)um gururuma
Çatık kaşlı adamı affediyorum.
---
Siz de beni affedin.
Ağladım.
Ve gidiyorum!..
****
Gökçe Üstündağ
Son Eylül Akşamları Hüzünlerinden - Saklı Düşler
Eylül 2012