Hep bir hicran yarası sızar dudaklardan

Yüzler de ayrılığın beşik kertikleri

Yürekleri kafeslerine sığmayan,

Kuşların acı çığlıkları

Her daim alacaklı kalırlar zamana

Ve hep veresiye yaşam kırıntıları

Yüreklerde gizlidir de fırtına

Çıkamaz dışarıya, mühürlü kalır gözlerde

Esemez rüzgârgüllerinde

Kendi mezarlarında çürür yetim sevdalar

Cesaret edemezler baş kaldırmaya

Ser verirler de, bir ömür sır olarak kalırlar

 

Onları saran bir uçarı sevdaydı oysa

Yenibaharda sevda yelleri

Çıkartmışlardı bahçelerinden cıvıl cıvıl çiçekleri

Yar olmak için canana

Sığındılar Yaradan’a

Bir can vardı canından daha yakın

Bir can ki kanına kan doğrayan

Omuzlarında hüsran saçlarında ihanet beyazı

Aşkın ve ayrılığın gönüllü oyuncuları

Ve klasik bir filmin kavuşamayanları

 

Kaybedilen anların tekrarı yoktu oysa

Açılan gemilerin ardından yüzülmez asla

Kalansa yalan ve acı yalnızlık birde

Bulutlar çekildiğinde ıslanmışlık kalır geriye

Bir de hayat kevgirindeki tortular, ellerinde

Çukurlaşır gözler uzaklara bakmaktan

Çürür yürekler vefasız beklemekten

Son damla hiç kurumaz kirpiklerin ucunda

Ağzına meme veremezsin sussun diye hasretin

Canhıraş bir ses çıkar sadece

Özlemin kurşunu saplanınca yüreğe

( Veresiye Yürekler başlıklı yazı Saliha Kaşkır tarafından 17.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.