Yem olmamak için kurtlar sofrasına

Sığınmıştı genç bir delikanlıya

Gezerken gecenin sokaklarında

Göz göze geldi gözleri geceden daha kara


Bu âlemde kadın olmak zordu

Solgun yüzüne renk veren kırmızı bir rujdu

Örtünmüştü geçmişin sessizliğini

Giyindiği elbise üzerine bol geliyordu

Korkunca anıların sesinden

Girdi adamın koluna karıştı geceye

Başladı koşturmaca kalabalık arasında

Belki de ihtiyacı vardı unutmaya

Nasıl bir yazgıydı onu sürükleyen

Köyünden kaldırıp buralara getiren

Nasıl bir rüzgârdı ona esmeyi öğreten

Eserken kâbuslar gördüren

Umutlarını keşkelere  öldürten

 

Yeni şarkılar mırıldanırken dudakları

Yüreğinde bitmek bilmez hep o acılı şarkı

Şimdi kime anne diyordu yavrusu

Onu mahveden masum bir gençlik hatası

Deli akan kanın damarlarda durmaması

Suyun saflığında kirlenmişti

Benzemişti oda ötekilere

Anasının hep örnek verdiklerine

İncinmişliğin gövdesinde çaresizdi

Geçerken bir yazgıdan diğerlerine

Kaybın kaydını tutmayı bıraktı

Unutma hakkını kullanıyordu

 

Titrerken karanlığın elleri arasında

Dalından erken koparılan çiçek gibi

Her koklanışında taş kesiliyordu içi

Ömrünü dağlıyordu gülün dikenleri

Kendine hayat diye seçtiği bu yerde

Gözleri gülerken yüreğine ağlamayı öğretti

Unutulsun diye uzatılan bir içimlik sigarayla

Yem olmuştu kurtlar sofrasına

( Kurtlar Sofrası başlıklı yazı Saliha Kaşkır tarafından 2.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.