İmkansız Bir Aşk...




Düşlerim diyorum, azizim

Düşlerim

ve içine düşülesi minvalde

senden uzak kalamadığımın yankısında saklı iç sesim:

en çok da hulasası gördüğüm dibin

bir yansıması avurdu çöken gerçeklerin

sür-git nidalarına asılı

askıda ekmekse zihniyetim

askıya aldığım dünüm

 

aşüftesi imgelerin

kordan hecelerim

içimin bükülesi levhasında girift bir minval

sökün eden her kelime

ne de çok öğreti babamdan yadigâr

ve üşüyorum aymazlığında mevsimin

yetmiyor düşüyorum

İlahi bir redif bahşedilen

ilhamın gölgesinde dahi yeşerir

benim sevinçlerim

 

benim saf kan yalnızlığım

ve benim olma ihtimalin olmasa bile

derin derin s/üzüyorum seni

aşkın albenisi

ve göğün sarnıcı

yerkürenin dikiti

omzumda heybem sırtımda küfem

ve içinde ben

içtimada iç içe yaşadığım

dışarlıklı bir acı baskın gelen

dış sesin ne ikazı ne itirazı

saklı içimde

 

ve imtina ettiğim tüm sözcükleri

ihbar ettiğimse

bu aşkın küfesinde saklı bir köle gibi

köle pazarında seçilesi imgelerin başkaldırısı

bense başımı çoktan dayamışken ulu çınarıma

varsın olsun Çıfıt çarşısı şen sesimden

uzak bir minvalde

sevecen yürek iklimimde saklı seccade

 

en çok aşkla ihya olan ruhum

aşikâr aşka âşık bir bedevi

göğün termik santrali yerkürenin

örülesi dağları köprüleri

ve nice vecize aşkla eşleşen

nice meyyali ömrün

nadir bir derya iken

tekabül eden iç sesim

ve dal misali fidan misali büyüyen

 

hüzün yüklü kerevit

aşkla pekişen sözcükler

bazen ırak kaldığım senden

bazense bir düş gibi içine düşülesi

bu şaşalı ve imkânsız aşk almışken

beni benden

ve sadece sensin sen

dünden kalan tek hatıram hatırına mazinin

 

bir fıtrat bir de firak bir de sözlük

hani içimden sökün etti edecek kelimeler

kordan göğün

közden yerin

hecelediğim aşkla

imkânsızlığı telaffuz ettiğim bu sevgimin

servetine seferisi bulutların

ve işte ruhumda saklı adımın yazılası

iki künye ve iki ucum ve iki yakam

şehri İstanbul gibi sevdalı

düşmez iken yakamdan da bu istikrarsız aşk

 

ve hasret kim ise haset uzağındayım

ve yokluklar bulvarında

göçen bir rüzgârım idam fermanıma eklediğim

günbegün şiirlerimden sorsunlar beni

ve işte idam sehpam üstünde uyuya kaldığım

henüz sallandırılmadığım darağacı

en çok da aşk iken en dar açı

oysaki uzamında bu sevdanın

tünediğim bir ağaç kovuğu gibi

içime asılası düşlerin de kovuğunda saklı

yüreğimin dinmez nazı niyazı

 

sana meyyal sensizliğe tutsak

ve tuzak kurulası düzenden

ayrı düşülesi bir minvalde

ve de göğsümü gere gere severken seni,

ne bir inilti ne bir ilinti

aşkı kürediğim servetimle

zikzak çizen kalemim ve matemim

en çok da bu aşkın yüzü suyuna hürmeten sen,

sevgili, aziz ol iki cihanda da

 

benimse tekleyen yüreğimle haiz olduğum

cihanın en muteber müdavimi yine sensin

ve bildik bilinmedik bir alametle yürürken sona

yüz göz olmadan

aşkın ihbarı ve işte iltimas geçen

ilham perimle hemhal

gözümden dahi sakındığım kıskandığımsın sen

bir ömrü heba etmiş olsam ne ki

sensizliğin dik duvarlarında

ve içinde yaşadığım kale duvarlarım

kalem ile hemhal bazen bir isyan

bazen tövbe ettiğim kadar da aşikâr bu imkânsız aşk…

 


( İmkansız Bir Aşk... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 11.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.