Cennet...





Seyyah bir yangınım ben

bilemediğiniz diyarlardan göçtüğüm

kendime ve çömdüğüm

çözemediğim bir kordan kördüğüm

hicabın eşiğinde vardiyaya kaldığım

şiirlerin nöbetçi şairi

bir izbeden firar etti mi de imgeler

seyrelen birer birer

kır saçlı bir aşkın ölümü andıran

düğününde neşreden

al gelinlik ak alnında aşkın

ve o masum izdivacın

tüten dumanı üstünde iken de aşkın ve soruların

geçidinde

kırağı çalan bir çiçek misali

kırdan yalnızlık

kır ölümü

düğün değil metanetin ve hüznün iz düşümü

 

seyyah yüreğinde şairin

putlaşan değil

püsküren hiç değil

varsa yoksa pekişen aşkın asaleti

hem pişekar hem davetkâr bir izlek içinde

saklı sonsuz dilek

içerleyen değil içilesi hiç değil

içten dışa uzanan bir köprü misali

şiirin dikiş izi

varsın olsun sökükleri hüsranın

ve kalburüstü duygularında şairin

tırmalayan içini,

 

ölümlü imgeler

göz ucundan nükseden

gözün seğirdiği ışıkların seyreldiği

kör noktası ömrün

kordan bir ziynet içine çekilesi közünde

saklı niyet doğumunu müjdelerken şiirin

şair ve işte duvar dibinde hazır idam mangası

çeyiz sandığı ise üstüne çıktığı

kırık bir sandalye misali

ne zamanki çekilsin ayağının altından

ve işte darağacında sallanan

 

ölümlü bir şiir daha ölümle sevişen

hasreti şairin

en çok kendine meylettiği hüzün

bir gölge misali peşinde değil artık

içinde tam içerisinde konuşlu

gel gör ki çok geç artık yeniden dirilmesi

 

dingin bir hayalden de öte

kabrinde çoktan da savmışken sırasını

izinde celladın başında bir hare

harlanan yüreğin yongası melekler

karşılarken ölü şairi cennetin kapısında

ve işte hidayet sandalı

ve işte dirayeti ile sınandığı kadar şair

artık çok mutlu kavuştuğu cennetinde

 

kavuşulası nice ruh ve melekler

ezelden beri korurken yaralı yüreğini

Rabbine kavuşmakla iştigal

günbegün süzülen yüzünden dökülen

inci taneleri aslında yağan rahmetin

ta kendisi

şair sonunda kavuşmuşken İlahi Huzura

ve İlahi Adalete dikmişken de sancağı

ve işte yüreğin hulasası

o devasa asası aşkın

ve inancın izinde

soluklandığı bir atlastan yorgan ki

huzurun peçesi ve çoktan kurtulmuşken pençesinden

sökün eden hayaller

nasıl ki şairin dizinin dibinde sıralı binlerce dize

misali kucakladığı kadar da

içtimada her melek her dilek

seferi istilası sevginin büyüdüğü büyüttüğü kadar

cennetin içinde hak ettiğine sonunda kavuşmuşken şair…

 


( Cennet... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 10.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.