Eklem yerlerine serildim şiirin
Nasıl ki öncemde bir yetimdim ve de
bir yitim
Her yetiyi şiire saldım
Salkım saçak ettiği iken rüzgârın
Salkım söğütlere uzandım
Ve öykündüm
Yazılası yüzlerce öyküyü şiir
b/elledim
Yazdım yazalı sözcükleri
İhbar ettim içimde uyuya kalan ilham
perimi
Ve ihtar ettim
Her ihmalde
İnzivada geçerken ömrüm
Saf tuttuğum s/afiyette
Aşkın endamına yenildim
Hem, hem neydi ki cüssem?
Kimine göre eteği eksik
Eklem yerlerinde acının dualar ettim
Sundum niyazımı en üst Makama
Nazım dinmezken nazlı çiçekleri
yüreğimde büyüttüm
Ve de en nazlı çiçek iken
Annemin benliğinde
Aşkın belleğinde
Sudan sebeplerle boğduğum yalnızlığı
Son bildim bileli günahlarımı
Sadece ve sadece af diledim
Hükümranlığında Rabbin
Delicesine esen rüzgâra düştü yolum
Başımsa öne düşmeden
Diklendiğimdi mademki zalim ve ahvali
En çok mazlumları sevdim
En çok çocukları
İklimlerden sökün eden feryadı
Aldım elime biçimlendirdim de
duyguları
Nasıl ki şiir yiyip içiyordum
Bir ömre mazhar
Yalnızlıksa aştığım kıtalar misali
Yâdımda eksin olan neyse
Yarınlarıma düşkünlüğüm
Yarım kalsa da bir yanım
Asla eksik etmeden umudu
Savcısı iken ruhumun
Yargıladığım kadar her nutkumu
Nüktemde saklı meali
Mademki sevgiyle dikmiştim yüreğimi
Diklendiğim kadar da cihana
Azat edilesi bir köle gibi
Aşkın kollarına serili
Kalemin kâh imleci oldum kâh nüktesi
Çoğaldıkça umudum
Eksildi yaram
Çağladıkça kalemim
Firar ettim kale duvarlarından
Kayarcasına
Kalemin yazdığından da fazlası saklı
iken içimde
İmgelerin tozunu attım
Sanki tuz ruhuydu kalemi yakan
Yalapşap sever gibi olanlara da
aldırmadan
Deliksiz bir uyku çektiğimin ertesi
Delirmenin eşiğinde
Ve işte en devasa depremin öldürücü
gücünde
Dahi ölmemişken
Dibini görsem de acının
Açtım yüreğimi ardına kadar
Kalem ve yürek nasıl ki bir radar
Mahiyetinde ışıldağım
Aşkla pekişen umudum bazen
yalnızlığım
Kalp gözüme serili nice duyguyu
Şiir belledim belleyeli ufku
Gönlümün ferahlığında
Uyanmaksa umuda
Günden güne de büyüyen coşkumu
Saklı tuttuğum en Ulu Rakımda…