Hangi şiirdi ahvalim, hangi sağanakta
kayboldu ellerim ve anbean büyüyen elemim…
Derli toplu bir ölüm diliyorum
Tanrıdan ama öncesinde derleyip toplamalıyım yüreğimin arka bahçesini ve evin
her odasını en çok da annemin sevgisini sığınağım sağanağım bildiğim kadar daha
da büyük bir özveri ve aşk ile dayanmalıyım hayata elbet en başta annemin
hatırına.
Hatıralarım vardı bir zamanlara denk
düşen hatırına sevdiklerimin, hamt ettiğim kadar da cihana ve sunumuna kaderin
ve işte bir halt etti ki zalim ve kirli ruhlardan arda kalan çamuru temizlemek
adına canhıraş uğraştım bir ömür.
Yağmuru hep sevdim hüznüme de kefilim
madem.
Hazanı sevdim hep ta ki annem
rahatsızlanana değin.
Kendimi sevmeyi denedim mi sahiden de
yoksa kendime yaptığım kötülüğün ucu bucağı yok iken densiz bir kelamda mı
sabahladım gecenin o kor/kör vakti…
Elem kuşlarından yana hezeyanım.
Âlem dolusu insandan yana heyecanım…
Ah, âlemim ben elimine ettiğim
duygulardan da örülü iken cümlelerim.
Bir kasnağım vardı bir zamanlar bir
de başıma geçirdiğim kepim…
Kibrim olmadı asla ve de kinim.
Düşman başına dostlarım
meylettiklerini hep sevgi bellemiştim ben bir ömür mademki kaynakçamdı sevgi
mademki en muteber ve müstesna olan saygıyı da ekledim mi paçamdan ayrılmadı
sokak kedileri ve onlar hep mi nankör idi?
Uzamında hayallerimin.
Uzantısı hayatın.
Uzlaşamadığım kaderim usumda saklı
idi mademki hasret çiçeklerim ve ben hep içime açtım sonra içime kapandım:
Kâh gül idim dikenli…
Kâh güldüm yerli yersiz…
İzotopu hayallerin izini sürdüğüm
kıblem ve kabrim ve göbek adım nasıl da haşmetli idi sağanak ve nasıl da sel
oldum sal oldum ve saldım kendimi sonsuzluğa ve su ile dolan salımın sarmalında
küreğimi aradım gel gör ki ne küreğim vardı ne de kürediğim hayallerimden
kaçabildim…
Kendimden kaçmakla iştigal ve de!
Kendimle olan irtibatımın nüvesi iken
insan sevgim mademki Yaratandan dolayı sevmiştim her yaratılanı ve sandım ki:
hep de sevildim…
Ne gam ne gam!
Gamlı notaların da kaderi ne de olsa
içimde solumda saklı idim sevgiye olan düşkünlüğüm ve sevilmeye hasretim hicap
etmediğim kadar sevmekten bir an bile düşünmedim sevgi tesirli bir bomba idi
mademki yüreğim infilak etti edecek akıbeti neydi sahi insanların kibrine ve
kirine ve kinine bulaşmamak adın bir ömür canhıraş gayre etsem de yerle yeksan
olmuş hanemden ve yüreğimden çok mu fazlası kalmıştı geride?
Binlerce parçaya b/ölünen…
Kırıldığım yerden açan güller ve
yeniden kendime batırdığım dikenler…
Atıldı yürekler.
Batıldı çoğu insan.
Bense bir batında sevmiştim
sevinmiştim de nazımı niyazımı eksik etmediğim bir âlemdi ki içimde saklı ve
ben:
Ah, âlemdim ben alenen.
Ah, akça pakçaydı alnım yandığım
kadar yaktığım iç sesim ve onca insana yazdığım mektup.
Sevginin kürü idi ilhamım.
Ben sevmekten kör olmuşken.
Derken kordan heceler biriktirdim
dimağımda ve havsalamdan taşan ne var ne yok cenk ettim düşmanla iblisle arz
edilene binaen talep bulmaksa ne haddime…
Ne haddime hadsiz yaşamak.
Hep de haddimi bilmişken.
Haddim değilken kendimle uzlaşım…
Bir handikap bir aforoz bir yeti
kaybı…
Yinelettiğim kadar sevgiyi
yenileniyordum ben seve seve…
Acı çeke çeke de büyüyordu iç sesim…
Alametifarikası yalnızlığın alaşağı
edildiğim alacası bulacalı renklerin de iz düşümü.
İzafi iken kıblem.
Ayırdında olduğum kadar da hayatın.
Kabul görmekten de öte varlığımın
hicvinde saklı iken yoksunluğum ve yokluğun ve hiçliğin sarmalında sonsuzluğa
atılmış bir oltada yakalarken içimdeki o bitimsiz gizemi elbet izini sürdüğüm
kadar âlemin ve gizimde tayin edilmişken sözcüklerimden sonrasını sadece Rabbim
bilirken ve acılı yüreğime tek iyi gelen…