MİLLİ Eğitimde Yapılan Yanlışlar 2
Eğitimi allak bullak eden değişiklikler, denenmeden yapılan değiştirmelerdir.
Bu tür değişikliklerle yazboz tarlasına döndürülen eğitimden iyi bir sonuç
beklemek hayal. Birkaç başıbozuk bürokrat ve bakanlıkta kendini göstermek isteyen
akıl danelerin, bol maaşlı uzmanların işin mutfağından uzak, hiçbir ön
araştırma yapmadan aldıkları kararlar eğitimi bir uçurumun kenarına sürüklemiş,
oradan aşağı yuvarlamak için fırsat kollamaktadır.
Siyasetin de parmak attığı bir alan olan eğitim bir milletim kaderiyle
oynamaktadır. Siyasiler, karanlık odaklar, kendini bilmez bürokratlar, burnu
düşse almayan uzmanlar eğitimi felç etmekten başka bir şey yapmıyorlar aslında.
Bütün bu çok denklemli etkilerin allak bullak ettiği eğitim bu gün ortadan kalkmak
üzere felçli bir hastadır, ona yapılan her yanlış müdahale sonunu
hazırlamaktadır.
Bütün bu yanlışlar boş, cahil, kültürsüz ve saygısız bir gençlik yetiştiriyor
artık bu eğitim. Bu gençlik artık hiçbir işe yaramayan, elinde bir diplomadan
başkası bulunmayan, işe girmek için torpil aramaktan başka bir yol bulamayan,
bulunca da iş beğenmeyen, beğenir yerleşirse iş yapmayan ve ayrıca verilen
maaşı beğenmeyen bir gizli işsizler ordusunun neferi olmaktan ileri
gidemeyecektir.
İşte eğitimimizin hali pür melali budur ve bu gün idarecilerin kara kara
düşünmesi gereken nokta da bundan başkası değildir. Bu gün y ve z kuşaklarını
yetiştiren bu yazboz tahtasına çevrilen eğitimdir. Ve bu gençlik kuşakları bu
gün bazılarının kötü emelleri için nasıl kolayca kullanılabiliyorsa, yarın ne
yapacakları, hangi kötü emellilerin hangi amaçları için kullanılacağını bilmek
o kadar da kolay olmayacaktır.
Herhangi bir şeyleri ve herhangi bir konuda herhangi bir düşünceleri de yok bu
gençlerin. Eğ itilmişlikleri de yok. Aksine yanlış yerlerde kullanılmaya hazır
bir şekilde kurgulanıyorlar ve bekletiliyorlar.
Özellikle hemen hiçbir şey öğrenmeyen, hatta öğrenmekten nefret eden, hemen
hiçbir şey okumayan ve okumaktan nefret eden bir gençlik bu. Araştırmayan ve
araştırmaktan nefret eden bir kuşak yetişiyor. Fast food yemekten, eğlenmekten
ve kavga etmekten başka bir şey bilmiyor. Cola içmekten bira içmeye oradan içki
ve uyuşturucuya terfi eden ettirilen bir gençlik.
Bu gençlik gazete, dergi ve kitap okumuyor, sadece ve sadece cep telefonuyla
yaşıyor, tablet kullanıyor, oyunlar oynuyor, eğleniyor, kafelerde karşı
cinslerle buluşmanın yolunu arıyor, sinemaya, bara gidiyor. Kütüphanenin yerini
bilmiyor, kitapçıya gitmiyor, kitap almıyor. tv seyrediyor, internetten müzik
indiriyor, cet yapıyor, film indiriyor. Her şey kendisi için. Bu gençlik için
pek fazla çok seçenek yok.
Evet bu gençlik bu eğitimin eseri.
Bu gençlik sorumluluk almıyor, en büyük özelliği bu. Bencil ve egoist,
diğerkâmlık bilmiyor. Topluma ve ailesine yararlı olmak diye bir amacı yok.
Dünyanın merkezinin kendisi olduğunu sanıyor.
Ahmet Kemal