İlk olarak Bekir Büyükarkın'ın Sok Akın isimli romanından bahsetmek isterim. Koca Mehmet adındaki akıncının oğlu Kara Murat'ın akıncı olarak yaşadığı maceraların anlatıldığı romanda dikkatimi çekenler.
-Bir akıncının çocuğu ve eşi asla kaybolmaz. Osmanlı her şeyden önce bir arşiv devletiydi. Dünyanın en büyük kayıt ve arşiv sistemine sahipti. Dönemindeki bütün dünya devletleri gibi her kişi aynı zamanda vergi mükellefi olduğu için kayıp olmak/bulamamak pek mümkün gözükmüyor.(Tarihçi Yılmaz Öztuna (Fethedilen yerlere önce Defterdarın(Maliye ve Hazine Bakanı) adamlarının girdiğini ve tavuğa varana kadar her şeyin kayıt altına alındığını yazmaktadır.) O zamanlarda insanların istedikleri gibi ikamet değiştirme şansları yoktu.
-Akıncılar cahil değildir. Osmanlı devletinde iskan stratejisi şöyleydi. Türkler fethedilen yerlerde genellikle kale dışında mescid ve hamam çevresinde oluşturulan mahallelerde otururlardı. Her mescid ve caminin bitişiğinde sıbyan mektebi bulurdu. 5/11 yaş arası karma eğitim verilen mektepleri vakıf çalıştırırdı. Temel eğitim ücretsizdi. Ayrıca Osmanlı döneminde sosyal sınıf atlamanın en kolay yolu eğitim alanıdır. Kadılık ve müderrislik ek imtiyazları sayesinde cazip mesleklerdir. Tamamen ücretsiz olan medrese eğitimine ulaşmak herkes için kolaydır.
-Yetişkin kişiler Akıncı ocağına alınmazdı. ocağa giriş yaşı11-14 yaş arasıdır. Bu halde bile en az üç güvenilir kişinin kefaleti gerekirdi. Sadece akıncı çocukları ocağa şartsız alınırdı. Akıncılık belli bir eğitim gerektiren bir meslekti. Yabancı dil bilmek, ok atmak gibi. Bu eğitimler için ocağa erken girmek gerekirdi.
-Akıncılar bir aileye bağlı olmak zorundaydı. Vergi ve angaryadan muaf olan akıncıların bunu belgelemeleri için bir akıncı ailesine bağlı olmaları gerekiyordu. Akıncılar tüm masraflarını kendileri akın ganimetinden karşılayan insanlardı. Akıncılar kendi başlarına dağ bayır gezen maceraperest diyebileceğimiz kişiler değildiler.
-Akıncı tefrikalarında resmedilen akıncılar çoğunlukla dine lakayt ve kadınlara zaafı olan kişilerdir. Orta ve Yeni Çağ'da Avrupa'da temizlik geleneği yoktu.(Yıkanmak ve vücut temizliği yapılmazdı.) Bu şekildeki yani vücut temizliği yapmayan, taharetlenmeyen bir kadınla yakınlaşmak ! Takdir sizin. Akıncılık iyi geliri olan bir meslek olarak düşünülmeli. Yaşadıkları hayata bakınca yapılan fedakarlıklar macera perestlikle açıklanamaz.- Viyana seferi dönüşü Malkoçoğlu Kasım Bey 12.000 akıncısıyla dönmemek üzere bir akına çıktı.12.000 akıncının hiç biri sağ geri dönmedi.(250 yıllık aktif akıncılık tarihinde pek çok akıncı beyinin mezarının yeri bile bilinmez. Mihaloğlu Mahmud Beyin şeceresinde 1,5 asırlık bir boşluk vardır. Evrenos Beyin oğullarının mezar yerleri hakkında bilgi yoktur. Malkoç Bey ve Bali Bey arasında ciddi bir boşluk vardı. Mihaloğlu Gazi Mehmet Bey'in nesli hakkında hiç bir bilgi yoktur. vb)
-Akıncı aileleri zengin, aynı zamanda vakıf kişilerdir.(Evrenos Bey'in Serez'deki imaretinde aynı anda 500 kişiye iki öğün yemek ve ekmek, atlarına bir torba arpa ücretsiz veriliyordu. Mihaloğlu Mahmud Bey Ihtıman sancağındaki 16 köyün gelirlerini imaretine vakıf olarak yazdırmıştı. Mihaloğlu Ali Bey Bulgaristan'ın en büyük ve zengin vakfının sahibiydi. Orta ve Yeni Çağ'daki Avrupa'nın imar ve ihyasını Akıncı Uç Beyleri başlattı ve devam ettirdi. 150 yıllık Macaristan egemenliğinde 400 ün üstünde vakıf eseri yaptırılmış olup Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre Osmanlı devletinde 50.000 vakıf vardı. Akıncı ailelerinin bulundukları bölgeyi imar etmek gibi bir yükümlülükleri vardı. Canını ortaya koy, tüm masrafını kendin karşıla, çoluk çocuğunu bu yolda feda et. Servetini vakıf eserlere harca. Sağlam bir dini inancı olmayan birinin yapabileceği bir iş gibi gözükmüyor. Sizce?      

( Ben De Yazdım Hemi De 3 Tane 2 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 21.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.