Suskunun nezaretinde, derin çok derin
Bir tevazu
Saklı ruhun coşkusuna tanıklık eden
M/eziyet sona denk düşen gün
Asra denk düşen hüzün
Aşkı ören ömürde saklı hüküm
Ölümcül güdüsünde yalnızlığın
İhbar etmek coşkuyla
Konmaya dair o son nokta
Elbet nezdinde Hakkın
Kabul gördüğü takdirde.
Yılgı ve yergi elbet devasa bir
yenilgi
Üstelik kadere hürmeten
Aşk şiddetinde bir deprem ki
Mukozası evrenin aslında
İçinize sarkan ipe tırmanan şiirin
nazar boncuğu iken
Ölümün gizinde vuku bulan kaygı ve özlem
Latif bir ömre delalet ön sözünde
Sırnaşık kelamın bağdaş kurduğu
dizlerinde
Kaykıldığınız kadar
Kandığınız dünya ki mecburiyeti
sevgiden yana
Vuku bulan hazan bahçesinden öte.
Yalnızlığın coşkusu
Coşkunun da sönen ateşi
Ayaklarınıza değil yüreğinize batan
Ölü canların izi
Elbet titrek sesi kuşların
Lakin hüzünde saklı geçişi pervasız
yüreğin
Hatmeden
Bazen alt eden
Güme giden yarım dalya zaman
Kehanetler zincirinde vuku bulan.
Haşmetli gölgeler değil de göze
görünen
Örtündüğünüz her acı, hasret
Çarelerin tükendiğine delalet
Ne çok ön görü
Ayak izi inancın
Sizden arda kalan son hece
Elbet aşk makamında
Gülmeye hasret bir yüzün vasisi iken
Kalem…