Yeþilden kýþa dönmektir hayat
Beyaza bürünmek bir göl kenarýnda
Belki de kýrmýzý bir gülün yapraðýnda
Pembe bir akþam üstüdür gün batýmý
Bir deniz fenerinin loþ ýþýðý
Belki pembe bir gül olmaktýr
Bir türbenin bahçesinde
Asýrlýk çýnarlarýn gölgesinde
Türbedar olmaktýr.
Gülleri soldurmasýn diye
Çýnarlarýn yapraðýný kýzýla boyamak derviþçe
Boðaza bakan yalýlara, uçan martýlar inat
Bir keçi gibi taþlara týrmanmaktýr
Sararmýþ yapraklarý koklamaktýr hayat

Denizden batan bir güneþtir hayat
Deniz kabuklarýnýn seyre daldýðý
Hiçbir günbatýmý benzemez birebirine
Güneþin batýþý bin tablo sunar size
Bedava ve hoyratça
Ama“Kaplumbaða terbiyecisi” bir tanedir
Bir tanedir “Mona Lisa”
Dallar yeþerir, dallar sararýr, dallar kýzarýr
Ve kararýr sabaha kadar;
Yine güller kýzarýr sabahla birlikte
Beyaz bir güldür belki küçük bir çocuðun ilk aþkýna verdiði
Sarý bir þemsiyenin altýnda
Güz yaðmurlarýnda ýslanmaktýr hayat

Bazen bir abidede yeniden dirilmektir hayat
Hiç ölmemektir,
Mezar taþýna ayla-yýldýzý kazýmaktýr
Topraða düþen Mustafa’dýr, Ali’dir, Murat’týr,
Aslýnda hepsi Mehmet oðlu Mehmet’tir.
Nefsini kelepçelemektir, þahadet parmaðýný göðe kaldýrmak.
Ölüme güle güle gitmektir.
Yaþý küçüktür, büyüktür
Onlarýn hepsi bir güldür.
Kýrmýzý-beyaz bir gül olmaktýr hayat

Bir avuç buðday tanesi olmaktýr hayat.
Bir deðirmen taþýnda un
Sokak çocuðunun çuvalýnda küflü bir ekmek
Bir zeytin çekirdeðinde, bir haþhaþ tanesinde
Boðazda düðümlenen bir lokma kadar acý
Aðaya uþak, uþaða kul olmaktýr hayat.
“Kýrk ikide” pul olmaktýr hayat

Bazen binlerce çizgidir hayat
Tozlu yollarda çalý gibi sürüdüðün
Ya da tavus kuþu kanadýnda
Çinilerin üzerinde renkten bir cümbüþ
Ýçinde yýllar yýlý büyüdüðün
Bazen upuzun bir yoldur hayat
Boynu bükük tek baþýna yürüdüðün
Kamyonun ardýndaki yazýdýr hayat.
“Aþýk isen vur saza, þoför isen baz gaza.”
Öyle deðil midir?
Aþýðýn sazýdýr hayat, þoförün gazýdýr hayat.
Hepsinden öte þairin dilinde
Þiirdir hayat.
Mustafa Ýsmet KESKÝN