Ülke
olarak çok büyük bir felaketin içinden geçiyoruz. Peş peşe 9 saat arayla 7,7 ve
7,6 şiddetindeki depremlerle sarsılan Kahramanmaraş ve çevresindeki illerde
halen arama kurtarma çalışmaları ve hasar tespit çalışmaları devam ediyor.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımız 25
binlerde ve muhtemelen çok daha da yükselecek enkazlar temizlendikçe.
Deprem
coğrafyasında yapılan çalışmalar henüz
tamamlanmamasına rağmen yıkılan bina
sayısı 12 binlerde ve sayım kontrol devam etmekte.
Ülkemizin
son yüzyılda yaşadığı en büyük deprem, nüfus yoğunluğunun artması nedeniyle de
bütün zamanların en çok kayıplarının verildiği deprem olarak tarihe geçecek
muhtemelen.
Yaralar
elbette sarılacak, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın sızısını
yüreklerimizde yıllarca taşıyacağız. Sağ kurtulanların normal hayatlarına
dönmesi için devlet ve millet olarak bütün imkanlar seferber edilecek.
Bütün bu
hayati süreç tamamlanınca ise önümüzde gelecek için düşünmemiz gereken çok önemli bir konu var.
Afetlere
hazır olmak.
Gördük ki
böyle çok büyük bir depremde, binlerce bina enkazının olduğu bir coğrafyada
arama kurtarma hizmetlerinin çok daha kapsamlı olması gerekiyor. Bu kadar
devasa boyuttaki enkaz sayısına organize ekipleri yetiştirmek ise neredeyse imkansız. Enkaz haline gelen bina sayıları daha da
fazla olabilir, şehirler tamamen yıkılabilirdi.
Bu kadar
ekibi nereden nasıl bulacağız?
Ülkemizin
başka bölgelerinde de yıllardır deprem beklentisi dillendiriliyor bildiğimiz
gibi. İstanbul depremi başta, ege coğrafyası vb. bir çok nokta.
Öyleyse
bu arama kurtarma ekiplerine çok fazla ihtiyacımız olacak
Allah muhafaza
bir İstanbul Marmara depremine bölge dışından belki de on binlerce ekip aynı
anda müdahale etmek zorunda kalacak.
Kişi
değil, ekip !!
Her biri
en az 15-20 kişiden oluşacak..
Nasıl
oluşturacağız bu ekipleri. Devletin AFAD
vb kurumlarının çok ciddi ekipleri elemanları ve imkanları var ama son örnekteki gibi on ilde birden onbinlerce enkazda çalışacak
ekibe sahip olmak, afet durumunda hepsini enkaz başlarına aynı anda ulaştırabilmek imkansız.
Ülkemizin
bütün kamu- özel sektörü de bu anlamda ciddi şekilde organize edilmeli.
Hemen her
ilimizde gerek kamu olsun gerek özel sektör olsun yüzlerce binlerce
fabrika, işletme, müessese var.
Belli
personel sayısındaki örneğin 500 kişi ve üzeri, veya 300 kişi ve üzeri şirketlerin
hepsine arama kurtarma ekibi oluşturma görevi verilmeli.
İş kanunu
ve iş güvenliği yasaları uyarınca zaten küçük büyük her firma yangın ekibi, kurtarma ekibi vb gibi birimler
oluşturmak zorunda. Ama bu zorunluluk kendi bünyelerindeki sorunları
krizleri çözmek için. Oysa ülke
çapındaki afetlerde de görev alacak organizasyonlara gidilebilir.
300-500
personel çalıştıran birçok firmada mutlaka teknik eleman bulunur.
Bakımcı elektrikçi,
kaynakçı, atelye, tamirci vb.
Bu türden
teknik elemanlardan her firma bünyesinde afet ekibi de oluşturulabilir.
Büyüklüğüne göre her firma 15-20 şer kişilik ekipler oluşturabilir. İçlerinde
ayrıca gönüllü personel de olabilir.
Bu oluşturulacak
ekipler için , afetlerde kullanacakları bütün malzemeler temin edilebilir. Bir depoda, küçük bir jeneratör, elektrikli/manuel demir kesme makinaları,
Hilti benzeri beton kırıcı deliciler, mekanik ve hidrolik krikolar, manivela, balyoz
kazma kürek vb el ekipmanları, dinleme,
izleme, termal kamere vb ekip için uygun
kıyafetler, çadır, aydınlatma ekipmanları ve
amaca uygun bütün diğer malzemeler hazır tutulabilir. Hatta gerektiğinde
ekibi ve malzemeleri afet alanına sevk etmek için minübüs vb gibi bir araç tahsis edilebilir.
Bu
birimleri, bütün malzemelerini ve araçlarını hazır tutmayı devlet zorunlu tutabilir.
Gerekirse iş kanununa ilaveler yapılır. Bu masrafları firmaların vergilerinden
düşmeleri imkanı da getirilebilir.
Huzur
dönemlerinde bu ekiplere eğitim
verilebilir, tatbikatlar yaptırılabilir.
Bu
ekipler normalde kendi şirketlerinin işlerini görürken, bir afet durumunda hızla
müdahale edecek şekilde afet
bölgesine sevk edilebilir.
Bu
organizasyonu yapacak büyük firmalarımız yok mu?
Binlerce
var?
Hepimiz
aklımızdan geçirebiliriz değil mi?
Yapamazlar
mı?
O firmalarda
çalışan teknik elemanlarımız, gönüllülerimiz görevden kaçarlar mı?
Seve seve görev yaparlar bence.
Yaşadığımız
afette büyük holdinglerimizin, fabrikalarımızın, devasa şirketlerimizin de
ekiplerini sahada görmek istemez miydik, mevcut arama kurtarma ekibi
potansiyelimizi ikiye üçe katlamaz mıydı böyle destekler.?
Bir afet
durumunda sahaya gönderdiği ekibinin
lojistik ihtiyaçlarını da gönderen firma seve seve karşılamaz mı?
Umarım bu
afetten sonra benzeri çalışmalar yapılır,
afetlere müdahale gücümüzü ciddi şekilde artıracak planlamalar
yapılabilir.
Zira daha
büyük, daha yıkıcı depremler çok uzakta değil.
Coğrafyamıza
alışmalıyız. Marmara depremi geldi gelecek.
Öyleyse
çözümler üretmemiz gerekiyor.
Acilen.
Sesimi
duyan var mı?
erol başçı