‘’Kapama gözlerini; karanlıktan
korkarım
Atlıları kaybeder yolunu, hasretimin
Posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
Yaslı dereler gibi ıssızlığa akarım
Kapama gözlerini; karanlıktan
korkarım.’’(Alıntı)
Düşlere talimim…
Talibim de aşka.
Tebessümler ektiğim hazanın çorak
topraklarında rahmeti yağdırsın diye Rabbim, yaşlar salıyorum dört bir yanıma
ve salıyorum çocuk kalbimi ve seviyorum doya doya nihayetinde kendimi.
Meali yoksunluk belki de varlıklarımızın.
Yoklukla ve açlıkla terbiye ettiğim
bedenim ve susuz kaldığım aç kaldığım uzun yıllar ve ben mutluyum.
Cümleler can simidim.
Sevgi dişlediğim simidim.
Aşksa rüyam ve matemim ve mabedim
hatta matemim.
Dokunsalar gülüyorum.
Dokunmadıklarında ise ağlıyorum…
Ah, ben…
Ayarım yok.
Sessizlikse minvalim ve öykündüğüm
illa ki dünüm ve kendim ve kimsesizlik rüzgârını dindiriyorum O’nu her
andığımda ve bandığım ruhum elbet özleme elbet sevgiye.
Hasretimse yeknesak.
Düşlerimse kimi zaman yerle yeksan.
Yerde açan çiçeğim kimi zaman bazense
ruhumu salıyorum rüzgâra ve ansızın göğe konuşlanıyorum.
İşte Şimal Yıldızıyım.
İşte sultanıyım göğün ve mehtabın
eteklerine dolanıyor varlığım ve ışıyan yüreğim ama üşümeyen ve düşen
gözlerimden inancın eşliğinde bitimsiz damlalar ve sevginin furyasında değil
sevginin samimiyeti ve içtenliğinde mest oluyorum.
Aralıksız seviyorum.
Acımla dağlanıyorum.
Dar bir koridorda sıkışıp kalmışken
feraha çıkıyorum.
Sözcükler ve çiçekler ve renkler.
Koyu gözleri gecenin ve demlendiğim
ela parıltıları gözlerimin ne cefası bitiyor ne sefasını sürüyorum ömrün ama
insanlığımla da nam salıyorum.
Nemalandığım o kadar çok duygu var ki
ve de reddettiğim.
Bir isyansa dünümde kalan tövbe haşa.
Bir rövanşsa dünümle ne ala.
Allah var gam yok madem…
Huzurun kumaşında saklı inanç ve
sevgi ve delişmen yüreği bazen dalıp da uzaklara gittiğim bazense dibi gördüğüm
ama fukara yüreğimle hep de tepede gözüm.
Ölü bir düş’ üm ben: ölümsüzlüğü
düşünen
Sönmek bilmeyen bir yangın
Sevmekten, kaçmaktan bitap düşen
Hasretin otağı kurduğu bulutun
minvalinde
Sakar bir sevdayım ben
Sevecen iklime nazire eden
Delişmen rüzgârıyım kalbin
İsyanını dindiren
Semada saklı bir yıldız
Belki de yüreğimde saklı o teyakkuz.
Issızlığı celp eden
Maviden mintanım ve gözlerim
Kurak iklimlerde yağan rahmetin
Beşi bir yerde duygularım
Ve ruhum
Ve efkârım
Ve devasa yalnızlığım…
Sarnıcım matem
Aşkla yıkadığım mabedim.
Refüze edildiğim yeryüzünde seken
Kör bir kurşun
Kör bir kuşu yuvasından eden
Kor hecelerde saklandığım
Külyutmaz yetilerimle küllerimden
Doğduğum
Zemherilerse saklı bir ıslık
Aşkı ıskaladığım katıksız bir ömür.
Resmi olmayan düşlerim var hakkını
teslim etmem gereken de gülüşlerim en çok da sevginin muhatabı iken ve ben
hayallerin de müdavimiyim aynı zamanda ve kaptan köşkünde yaşıyorum ruhumun ve
yaldızlı yolunda bilinmezin sadece açmıyorum da ellerimi elbet açmaza her
düştüğümde tüm benliğimle teslim oluyorum bilinmeze.
Bir milatsa anda saklı.
Dolan miadı ise dünün yarına odaklı.
Gün yüzlü bir seyyah ve derviş gibi
gidip geldiğim yürek tekkem ve umut teknem ve tekmili sevginin ve tezahürü
umudun ve ufkun bitiminde yeniden doğuyorum ve doğuruyorum da binlerce duyguyu
asılı kaldığım kubbe ve soytarı karanlık ve semazen yüreğim emsalsiz bir rüzgâr
beni uzaklara götüren ve tahayyül dahi edemeyeceğim güzelliklere vakıf
oluyorum.
Atlas yüreğinde aşkın.
Semanın da salkımlarında sürüklenen
bir yıldız gibi kuyruğumda saklı peşimden gelenler.
Bir ben bir ben daha asla iki etmiyor
ve içten içe bölünüyorum de artçı sarsıntılarla bir azalıyorum bir çoğalıyorum
aşkın ölçeğinde umudun da sarkacında saklı hümayunu duyguların ve
hükümranlığında Mevla’mın adı olmayan d/okunuşlarla içten içe esiyorum.
Hazan ya da bahar ne ki bir günde
yaşadığım.
Umudun mizacı iken mevsimin rahlesine
seriliyorum ve sarmalında bulutların bazen rahmete eş düşüyorum bazen yokluğa
karışıp varlığımın mealini duyumsuyorum ve vardığım her sonuç beni İlah Aşka
sürüklüyor ve sevginin kudretine aşkın niyazında sekiyorum kuşlar gibi göç
mevsimi adeta her gecenin ritim bozukluğunda yüreğimin tik takları ve damlayan
musluk gibi: tıp tıp tıp bazen sessizlikle s/özlendiğim ve yüreğimin
gürültüsünde huzura ve mutluluğa boğulduğum.
Aşkın nüansı ile yeniden hayat
bulduğum ve yüreğimin altına attığım o gülümseyen imza çünkü bu, benim…