Hüznün tahliyesinde bir satır başı;

Aşkın vukusunda bir yanılgı

İç acıların toplamına methiyeler yazdığım

Körebe düşlerin ilahi açılımı

An’a konuşlu umut tarlasında

Yarından yana kurulu tuzakların

Dev çentiklerle mimlendiği

Aşkın hulasası bir yok oluş

Mezarını açtığım her ölünün

Tabutunda saklı vefa.

 

Göğün merhameti yağsa da üzerimize

Kayıp düştüğümüz yollarda

Kök salsak aşka ve vefaya.

Ritminde günlük hezeyanın

Gonk vurur vurmaz uyansa vicdan

Kör satırlarda uzansak da yan yana

Can pazarında hükmetsek sadece aşka.

 

Bir rüyanın kabzasına sığan ne çok çentik;

Ne çok yanılgı

Dünün çöküşü

Ömrün süründüğü

Tali yollarda

Ağza alınmayacak küfürler

Salyası akan kirli deyişler.

 

Bir düşün seyisi olsam keşke

Mahmuzladığım yüreği sürsem

Çetrefilli düşlere.

 

 

Cızırdayan sesine vakıfım. Aslıma ihanet etmeden yorgunluğumu tahliye etmek istiyorum.

 

Yeni bir sekme peyda oluyor. Ruhani vasfına teğet geçiyorum mimlerin.

 

Zamanın kutsallığında kayıp künyemin peşindeyim.

 

Bariz yanılgı ve şaibeli bekçileri aklımın satırlarına yatırıyorum.

 

Ölenlerin kokusunu da vakıfım lakin çürümüş et kokusundan çok başka ve tanıdık gelen bir koku.

 

Kehanetler boy verdikçe mezarlıklara gitme isteği doğuyor içimde üstelik gecenin karanlığına sattığım ruhumla peşine düştüğüm bilinmezlik.

 

Gri bir gökyüzü.

 

Şiirlerin nakşında ben sefil bir redif.

 

Belki ünlem babında bir gizem; bir çetrefil; hali hazırda bir çetele.

 

Makberin çağrısına vakıfım. Kaçkın düşlerimi de kovaladım işte.

 

Matemin bozgunculuğunda sadece bekliyorum. Her an gelebilirler ve belli ki yalnızlığım az sonra kundaklanacak.

 

Fitne fücur söylemler karanlığın figüranları. Kötülerle baş edemiyorum sonunda bana nefret etmeyi öğreteceklerini düşünüp sarılıyorum dualara.

 

Hadislerin kutsallığına vakıfım ve tanık.

 

Müptelasıyım hüznün yine de göz bebeklerim irileşiyor ansızın peyda olan neşeyi sahiplenirken anbean büyüyen safsataların sulak arazinde ben köhne cümlelerin arasından sıyrılıp gayet girift bir yapıya ulaşırken.

 

Devrin hangi solgun lalesiyim?

 

Hangi yalan tefsiriyim içimdeki coğrafyada tüm şekiller yer değiştirirken?

 

Kanıksadığım ne ise.

 

Kaybolduğum mu kaybetmeye doyamadığım mı?

 

Şimdi aşka düşsem yeniden ve aşk şehidi olsam. Gülerler halime zaten güldüklerine de vakıfım. Dedim ya; az sonra kundaklanacağım.

 

Şimdi öykündüğüm minvalde yarın ise öleceğim ihtimali ile…

 

Koridorlar çok çok dar.

 

İçimdeki mezar pek bir yumuşak.

 

Koridorlardan geçip yüreğimi tahliye etme umudum.

 

Her an çökebilir yüreğin çatısı: metaneti ve merhameti dillendiriyorum.

 

Yoğun sis tabakası şehrin üstünde. Şehir zaten yarı baygın.

 

Varlık şatafatlı yalnızlığın kurbanı belki de hediyesidir rahmetin tümden gelen bu yalnızlık bir şekilde huzurun peşine düşmüşken.

 

Kotam dolmadan bitmeliyim.

 

Kotan doldu madem kotarmalıyım ve bu döngüyü kırmalıyım.

 

Matemin doruğunda yüreğin halesi az sonra’nın da kancasına takılı bir tedirginlik.

 

Gittiği yere kadar.

 

Gitmeyi istediğim kadar.

 

Gitmeden son kez tavaf etmeliyim duyumsadıklarımı belki en rahvan gölgenin peşine takılıp almalıyım duruşumu.

 

İlahi sancımla büyüyorum ben.

 

Ketum gölgemle konuşlandığım minvalde büyütüyorum daha da üstelik kim ise kapsama alanına giren benliğim belki de en uzağımda uyuyan şerri bile kutsarken kendimce, içimdeki iyi niyeti sonlandırmadan ve solmadan günbegün.

 

Kehanetin hangi tarafındayım? Ya da kâhin kanatlarına mı takılıyım da bilinmezin ben almış başımı gidiyorum başımdaki alıcı kuşlar da bir an bile yalnız bırakmazken…

 

İki dirhem bir çekirdek hayallerimin damga vurduğu benliğim aslıma vakıf; özüme sadık belki hiçliğin kulvarında fink atan beyhude çırpınışlarım.

 

Sayıların uğuru mu beni saymaktan geri koymayan yoksa laneti mi tekerlemelerin ben hala nakaratlarına donanmışken ve içimdeki askerler hepten tetikte ve koruyucu meleklerimle destursuz başlamadığım güncem yine tehdit altında olmayı da önemsemeden.

 

Varlığımdan hicap duymamam gerektiğinin de bilincinde.

 

O zaman şimdi gülümseyebilirim de ve gülümsedim işte.

 

Çekebilirsiniz şu an belki yüzümde asılı kalmasını dilediğim tek resim mutluluğun katlarında huzura erdiğimin de ispatlanmış rüştü yine göz kırptığım hayallerime de doyamadığım…

 

 


( Koridor... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 27.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.