ÇİÇEKLER VE GENÇLİK
Çiçeklerle aranız iyi midir? Her bir
çiçeğin ismini, doğadaki konumunu, yetişme koşullarını, hangilerinin şifalı
olduğunu, hangi bitkilerin yapraklarının yenilebilir olduklarını ve yemeğinin
pişirmeye elverişli olduğunu yahut hangi çiçeklerle bir insanı mutlu
edebileceğinizi bilir misiniz? Çiçeğe benzetirim gençliği de. Minicik bir tohum
toprak altındayken tıpkı ana karnındaki bir bebeği andırır fikrimce. Tohumdan
fidana olan yolculuk da çocukluğu barındırır sanki. Çiçeklerin açması gençliği,
ilkbahar mevsiminde kokusunu salması da gençlik ateşinin heyecanını taçlandırır
zannımca. Nasıl ki sonbahar ölümü ve yaşlılık yıllarını andırırsa insana,
ilkbahar mevsimi ve bahar çiçekleri de gençliği andırmalı. Mevsimlerin daldan
dala atlaması da belki orta yaşı, yetişkinliği işaret ediyordur gören/hisseden
gözlere.
Gencecik fidanlar yetişir an gelir yurdum
toprağında, kimi canlar ise uğruna şehit olur Türkiye’m sınırında. Tomurcuk hâlindeki
gül goncası gibidir şehitlik şerbetini içen evlâtlarımız. Kan kırmızı güller
ağlar en çok Türk askerimin ardından. Bembeyaz bir gül ise boynu bükük bakar
bir şehit cenazesinde; anlarım ki o beyaz gül yirmili yaşlarında gencecik dul
kalan, çiçeği burnunda bir şehit askerimizin hanımının taptaze gülüdür. Sararan
bir gül olur acılı aileler ve sararıp solan acılı simalar bir teselli
beklercesine tetiktedir. Kan kırmızısı güle benzettim şehidim seni, hani ateş
çiçeği var ya belki de ona. “Ateş düştüğü yeri yakar.” sözü meşhurdur bizim
oralarda. Ateş çiçeğinin ateş kırmızımsı alev alev çiçekleri şehit ailesinin hanesinde
alevlenir feryatlarla.
2000’li yılların başı güzel geçti diye
yeni bir yüzyıla atılan adımla sevinirken bir anda savaşlarla televizyon
ekranlarına kilitlenir olduk. Suriye iç savaşı, Arap topraklarında yaşananlar,
Yahudi kardeşimle Müslüman kardeşimin bir türlü noktalanamayan düşmanlığı,
Filistin - İsrail çatışmaları, teröristlere el altından gizlice yapılan cephane
ve silâh yardımı, Afrika insanının hep açlıktan öldüğü günler, Batılı devletlerin
güçsüz kabile ve ülkeleri sömürmesi, çocuk istismarı, tecavüz ve adam öldürme,
hayvanları hunharca öldürme, harama el uzatma ve çalıp çırpma…. ve daha kocaman
listelik olumsuz haber. Uyan Dünya Uyan! Savaşı elinle öteleyip barışı sığdır
gönül dünyamıza. Genç beyinler harcanmasın kötü fikirli aydınlarımızın
cambazlık ipinde. Uçurtma uçuralım tertemiz geleceğe.
An gelir orkide çiçeğine benzetirim
gençliği. Hani şu birçoğumuza pahalı gelip de alamadığımız, sadece resmî açılış
törenleri ve kız isteme gibi özel zamanlarda alabildiğimiz, bol su ve günışığı
isteyen, hep çiçekli kalan ve renk renk görsel güzelliğiyle insanları mest eden
orkideden bahsettim. Narindir gençlik dönemi de. Orkidenin iyi bir humuslu
toprağı sevdiği gibi genç insan da kültürlü aile ortamı ve sıcacık insanları
özler. Orkide çiçeğinin çam kozalaklarındaki ıslak suyu yudumlayarak bir kaktüs
misali depoladığı can suyu gibi genç insanımız da huyu suyu temiz insanlarla
dimdik durmak ister. Orkidenin güneşi sevdiği gibi genç insanımız da aydınlık
geleceği bekler. Orkide nasıl ki rengârenk ve pahalı bir çiçekse ülkemin genci
de pırıl pırıl zekâlı ve duruşuyla kalitelidir.
Mine çiçeği belki de şu gençlik çağı. Mine
çiçeğinin mini mini renkli çiçekleri genç yüreklere kelebek gibi konuverir. Bir
petunya çiçeği belki de genç beyinler. Huni biçimini andıran, ‘sepet çiçeği’
olarak meşhur olan petunyalar açıldıkça onların beyinleri de okuma aşkıyla
açılıverir. Papatya olsa gençliğimiz bir de. “Seviyor, sevmiyor, …” diye her
bir taç yaprağını papatya falı ve batıl inançlarımız uğruna kopardığımız o
masum papatyalar belki de misyonerlerce tuzağa düşürülmek istenen gençlerimiz
de olabilir. Papatya gibi sevdiğimizin elinde bir buket olsun gençlik lâkin
parçalanmasın kolu kanadı.
Kadife çiçeğini andırdı bana gençlik. Hani
büyükşehir belediyesi parklarımızdaki altı aydan fazla süreyle hayatta kalıp
özenle bakılan ve göz kamaştıran sarılı - turunculu renkleriyle süslenen
kadifeler. Ayna karşısında saç düzelten şiir tadındaki genç ruhlara bürünsün
kadifemsi düşler de. Bir açelya çiçeği olsun tüm taze insan yavruları ve
balkondaki açelya çiçekleri gibi açılsın her birinin hayalleri. Begonya çiçeği
ve manolya ağacı bir araya gelsin ve begonya- manolya kolonyası el ele verip
tütsü sunsun yurdumun gencine. Çiçek çiçek, burcu burcu, buram buram, yamyaş,
taptaze, ışıl ışıl, pırıl pırıl, kımıl kımıl, mis mi mis, zarif mi zarif, özel
mi özel, güzel mi güzel, bembeyaz düşlerle kaplı, pembemsi hayallerle donatılı
saf dille güzel Türkçemin ikileme deryasında yüzsün her bir kınalı kuzu.
Kır çiçekleri, reyhan ve fesleğen
çiçeğiyle dans ederken sardunya çiçeği eşlik ediversin her bir hayale. Ardından
küpe çiçeği, aşk merdiveni, yaprağı güzel, camgüzeli, ebegümeci, kedi tırnağı,
ortanca, aşkın gözyaşı, sümbül, ağaç sümbülü (leylak), kaktüs, çuha, menekşe,
peygamber kılıcı, karanfil, kasımpatı (krizantem), mor zambak, mor salkım
ağacı, yasemin çiçeği, sarıçiğdem, kılıç çiçeği, siklamen (tavşankulağı), yılbaşı
çiçeği, akasya ağacı çiçeği, nar çiçeği, mimoza, aslanağzı, barış çiçeği, orman
gülleri, sarmaşık, hanımeli, meyve ve sebze fidanları, horoz ibiği, taze
biçilmiş çimler, kiraz ve şeftali çiçeği, ayva ve erik çiçekleri, çilek
kokularına bulanan beyaz çilek çiçeği, zencefil, zerdeçal, çam ağacı, defne yaprağı
ve nane de davetli olsun gençlik balosuna. Coşsun her bir çiçek ve dile gelsin
her biri. ( Size bir sır vereyim mi? Bu deneme yazımda türüne değindiğim her
bir çiçekle arkadaşlığım oldu ve karşılıksız dostluk kurdum. Kimilerini çocukken annemle yetiştirdik ve saksı
/ balkon / bahçe / tarla / orman çiçekleriyle beraber büyüdük, kimilerini
öğretmen arkadaşlarım ve öğrencilerimle hobi olarak değiştik ve çoğalttık, bir
kısmı vekil öğretmenlik yaptığım köy okullarından hatıra kaldı, bazıları ise
üniversite dönemi öğrencilik yıllarımdan ve öğretmenlik dönemimden bilgi olup
hayat tecrübesi kattılar bana. )
Doğayı, hayvanları, kitapları, sevgiyi,
hayatı, çiçekleri candan seven biri insanlığa zarar verebilir mi sizce?
Kalemime dokundu gençlik… “Bugün de beni anlat insanlığa ve yaşarsam 3000’lü
yılları anlat insanoğluna.” diye fısıldadı. Yaşamayı ve yaşatmayı diledi
ruhumdaki gençlik, şiirimsi düşlere bulandı ve şiirkolik bir reçete sundu ömür
soframa.
Çiçekler ve Gençlik… Çocukluktan gençliğe
atılan adım, masaldan şiire uçuş, doğadan hayata bakış, savaştan barışa uyanış…
Dile geldi edebiyat ve kalem oldu yüreğim. Kalemdaş oldu cümlelerim, kitapkeş
oldu çilekeş yürekler. Genç beyinler genç kaleme sarıldı da şiir tüttü
hikâyemde. Genç yüreklerinizi gencecik düşlerle ve çiçek gibi hayallerle selâmlıyorum.
İÇİNİZDEKİ ÇOCUK, RUHUNUZDAKİ GENÇ ÖLMESİN! 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN! 19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINIZ DA
ŞİMDİDEN (U)MUTLU OLSUN!
Yazarın
Önceki Yazısı