İYİLİK YAP, DENİZE AT…
Eller göğe yükselip yürekten niyaz edince
dua bulur. Her bir dua da nisan yağmuru muştusunda çoğalıp ağustos
yağmurlarının son türküsünü mırıldar insanlığa. Kalbi kötü insanlar varsa
onlara da iyiliği hissettirmeli. En azından iyilik yapıp denize atmalı. Sonsuz
derya elbet bilir kıymetini. İyiliğin kıymetini balık bilmezse, yerlerin ve
göklerin yaratanı bilir elbet. Işığımızı vermekle, kendi mumumuzu başka muma
tutuşturmakla emin olun ki hiçbirimiz ışığımızdan bir şey kaybetmeyiz. Aksine
iyilik ışığımız çoğalır ve sevgi alevleriyle evreni aydınlatıp kalplerde taht
kurar. Bir denizyıldızı öyküsü takıldı kalemime, hani şu hepimizin bir yerlerde
okuduğu yahut duyduğu bir öykücük:
DENİZYILDIZI
İlhamını okyanustan almak için sabah erken
saatlerde deniz kıyısına giden bir yazar, kumsalda dans eder gibi hareketler
yapan birini gördü. Biraz yaklaşınca, bir gencin sahile vuran denizyıldızlarını
birer birer okyanusa atmakta olduğunu fark etti.
Gence
yaklaştı ve:
“Neden denizyıldızlarını okyanusa
atıyorsun?” diye sordu.
Genç, “Birazdan güneş yükselip sular
çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler.” diye cevapladı.
Yazar hâlâ anlamamıştı:
“Kilometrelerce sahil, binlerce denizyıldızı
var. Ne fark eder ki?”
Genç
adam eğildi, yerden bir denizyıldızı daha aldı ve okyanusa fırlattı. Sonra da
dönüp yazara şöyle dedi:
“O denizyıldızı için fark etti ama!”
Ufacık
iyilik deyip de geçmemeli, ertelememeli yardım eli bekleyen elleri. Herkes
minicik bir iyilik yapsa iyilik kervanlarımız nasıl da çoğalır. Halıda duran
dikeni atıverme, yol ortasındaki kocaman bir taşı kaldırma, sadaka kutusuna
azıcık madeni para bırakma, annemizin o gün sulamayı unuttuğu çiçeği bugün de
bizim sulamamız iyilik yolunda küçük gibi görünen lâkin sağlam dokunuşlardır.
Küçük bir
hareket belki size çok şey ifade etmeyebilir ama siz onu bir de başkalarının
gözünden görün. İyilik yap, denize at… Kimseye faydam yok diye düşünme.
Yaptığın minik bir iyilik yahut fikir, gün gelir birinin duasında birikir.