İYİLİK MELEKLERİ

 

     Her birimizin sağında ve solunda, yaptığımız iyi ve kötü işleri not alan melekler olduğu gibi aslında içimizde de bir melek vardır. Kalbimizde taht kuran iyilik meleğimizidir kendisi. Yeryüzünde iyilik için çırpınan, fedakâr, vefalı, içten ve samimiyetle iş yapan insanlar da vardır. Sanmayın ki evren hep kötülerle dolu. Rahibe Teresa’nın adını duyduk, değil mi?  Ben ilkokuldayken vefat etmiş bir bayan. ‘İyilik Meleği’ deyince onun sevenlerinin aklına da hemen Teresa geliverir.

      Rahibe Teresa (1910-1997) Osmanlı idaresindeki Makedonya’da doğdu. Sade bir hayat sürüp olağanüstü şeyler yapabilme yeteneğiyle tarihe geçen insan. Tüm ömrünü iyilikte düşkünlere yardım ve yetimlere harcamış. Hayata gözlerini yumduğunda, üzerinde değeri sadece 1 dolar olan mütevazı elbisesi vardı deniliyor. ‘İYİLİK MELEĞİ’ olarak kalmış Rahibe Teresa.

 

 

      ‘İNCİR TADINDA İYİLİK ÖYKÜLERİ’ (TİMAŞ YAYINLARI) adlı incir kokulu kitaptan seçtiğim kısacık, ibretlik bir öyküyü kaleme alayım:

 

 

KERTENKELE

 

     Bir Japon yeni evine taşınmadan önce evi bir elden geçirmek ister. Tadilata başlayınca Japon evlerine has olan iki tahta arasındaki boşlukta tek ayağından duvara çivili bir kertenkeleyle karşılaşır. Şaşkın ve duruma canı sıkılmış bir halde kertenkeleye bakarken aynı zamanda meraklanır. Japon, bu evin daha önce tadilattan geçmediğini biliyordur. Bu yüzden merakı daha da büyür. Bir kertenkele 10 yıl boyunca hiç kıpırdamadan bu şekilde kalarak yaşamayı nasıl başarmıştır?

     İşini bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar. Bir süre sonra başka bir kertenkelenin ağzında taşıdığı yemekle çıkageldiğini görür. Gördükleri karşısında sarsılır. Ayağı duvara çivilenmiş bu kertenkeleyi 10 yıl boyunca sahneye giren diğer kertenkele ağzında taşıdığı yemeklerle hayatta tutmuştur.

 

 

     Hayvan dostlarımız ve bazı asırlık bitkilerin, ağaçların ömrü insanoğlundan daha uzundur. Herkesin rızkı bir yerlerde bekler aslında, her canlı ölümü tadacağını bildiği için iki dünya için de çabalar. Allah her şeyi ve herkesi gözettiğinden kimse çaresiz değildir ve her canlının rızkı bir yerdedir, zamanı gelince meydana çıkıverir.

     Gün gelir ev hayvanımızı aç bıraktığımız, çiçeğimizi sulamayı unuttuğumuz gün bile olabilir. Rabbimiz ise bizleri asla unutmaz, en zor anımızdaki duamıza hemen yetişir eğer kalp gözümüz açıksa. Ya Hızır aleyhisselâmı gönderir ya iyilik meleklerini yeryüzüne indirir, ya merhametini gösterip susuz kalan halka ve mahsullerine yağmuru bereket olarak yağdırır yahut bize bir elin ulaşması için iyi kalpli bir insanın cömert dokunuşunu kapımıza yönlendirir. İnsan, insanın elinden tutunca ve vermeyi öğrenince artar bereket. Mahsur durumda kalan zavallı bir hayvan bile on yıl yaşayabilirse, kendi türünden bir arkadaşı ona yemek getirmişse; bu da yaratanın yardımıyladır. Minicik bir böceğin, bir tutam otun bile sesini duyar yerlerin ve göklerin yaratıcısı. Ulaşamadığı yerlere de kalbi merhamet dolu bir canlıyı ulaştırır. Sahnedeki her bir aracı can da iyilik perisidir. Oyununu yapmacık değil de kalben oynar.

 

     İyilik melekleri aslında her daim aramızdadır. Belki de iyilik meleği biziz, yeter ki kalp gözümüz açık olsun. İyilik ve güzellikten yana bir yaşamınız, Allah’a duayla sımsıkı kenetlenen bir yüreğiniz, doğru yolda emin adımlarla yürüyen dilekleriniz, sapasağlam arkadaşlıklarınız ve iyilik melekleriniz olsun.

( İyilik Melekleri başlıklı yazı KONUK YAZAR tarafından 8.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.