Yürüme mesafesinde kurmadığım cümleler… Öylesine yaşamak mı peki yüreğin güzergâhı ya da yalın ayak düşlerim mi peyda olan gece vakti?

 

Kınımda saklı tuttuğum heyecanı sahiplenmek ise en ritmik şarkı ve ben büyümeyi ertelediğimi düş/üş/lerimde marifetmiş gibi kem küm ediyorum oysaki ısrarcı bir ölüm yine muhafaza ettiklerime sirayet eden.

 

Şimdi kalksam da gitsem boyutsuz şiirler muhafaza eden şehirlere ve yalnızlığımı tetikleyen üreyen üzünçleri de fişekleyen gölgelere rast gelsem…

 

Demlendiğim satırlar iken tek sırdaşım bir de ahkâm kesenlere inat cebelleştiğim boyutsuzluğun da minvali iken görme mesafesinde mesaiye kalan…

 

Hanidir tırtıklayan mutluluğu hanidir sundurmasında gök kubbenin bir de durağan seyri mevta dünlerin ama her nasılsa öncesizliğimi ihbar etme gereği duyduğum.

 

Kadınlar ve adamlar…

 

Adımlanan yollar.

 

 

İç sancıların dış sesin müdavimi iken kırık sarnıcın da kırılgan benliği.

 

Benlik ötesi bir hezeyan iken sancıyan iklimlerin maruzatı yine kapkaç cümlelerin sefasını sürdüğüm ve ikilem yüklü benliğin de müptelası olduğu o farkındalık iken uzağında kalmayı ertelediğim ve yandan çarklı şen şarkılar, durağan şiirler bir de anlatmaya doyamadığım o melun hikâyem.

 

Şimdi çıksan tabanı yorgun şiirlerin başı kel kalmış imgelerin bir de sırıtan bir yürek iken ifşa eden tüm kırılganlığını ama muteber bir yalnızlığı da evlat edinmiş.

 

Çürük düşlerimi oydukça Tanrı ve ağrıyan benliğimi sürgün ettikçe o izafi eksende büyümeyi reddeden çocuk aryalarımı da satılığa çıkarttım hani olur da düşerim peşine anadan üryan yalnızlığıma sahip çıkmayı marifet sayan bir isyan kadar da kararsız satırların debdebeli sunumunu ayan beyan bir reveransla gölgelere hediye ettiğim.

 

Sandıklarım ardına kadar dolu.

 

Sandıklarımdansa sanmadıklarımı yüklemişken kilitsiz sandığıma.

 

Andığım ritüellerde kepaze bir edim yine tüm tepkisizliğimi boykot ettiğim sıkıcı şiirlerim ne de olsa sıkıntıya maruz kaldığım ama sıdkımın da asla sıyrılmadığı hanidir sıvışan aşklarıma rahmet okumayı de meziyet bildiğim.

 

Bir kelamda mı saklıyım yoksa söylenen yalanlarında mı peyda oldum insan izleklerine sunumum iken doğal bir sunum kadar da sıradan ama sıra dışılığımı da görmezden gelenlerin dillerindeki riyayı dokunaklı bir reverans ile kalburüstü bir ruha emanet etmek kadar da akılsız başın cezası iken kabullenmek kadar da zararsız bir beyan iken ansızın peyda olan bilinmezlikte bilindik bir varlığa sığınmak ile eş değer.

 

Sıfatlar konduran insanoğlu ve mimlenmişken benliğim, pervazında gök kubbenin yine tüm yalıtılmışlığıma nifak sokan o müdavim hanidir ıssızlığımın şarkısında selama duran.

 

Birden bire mi gelişti bağımlılığım yoksa kayıp iklimlerden sür-git varlığıma hediye edilen bir terane mi idi kanıksanası?

 

Aşikâr olansa… İşte zaman aşımına uğradım z/amansız hüznümü sıra dışı bir mutlulukla eşleştirdiğim ve yankısında aşkın yargılanası bir yeni yetme sevda hanidir yüreğin kırsalında asılı kalmış kayıp kelamın da hezimete uğrama ihtimalini yok sayıp ben beyan ederken tüm içselleştirdiğim kayıp hüviyetimin bir surede kutsanma ihtimalini yine bir bir ifşa ederken…

 

Hanidir yoksunum.

 

Hanidir yoksun sen.

 

Yokluğuma sahip çıkan yine yoksunluğun an ve an büyüttüğü o korunaklı dünyam ve sahip çıkmak adına aşkın andına bir de gerisin geri kaçarken sen ki; sensizliğin nüansı ve ben ki; benliğin iç dökümünde bin bir hezimete maruz kaldığım…

 

Yine de… evet, yine de yeni baştan başladığım bir hikaye, her gün eridiğim yeni baştan doğmak iken varlığımın frekansında kayıp bir siluet kadar tadını çıkarırken kimsesizliğimin…

 

Zor bir problem her gün çözümlemek adına cebelleştiğim ve eklenen bilinmezlere sahip çıkan varlığımın da uzamında bir arpa boyu yol gidememenin bedeli. Belki de soyutlandığım mecralarda somut bir delil arıyorum kim ise ruhumun katili ve bir o kadar ben ki; sevmelere doyamazken ölümü de peşkeş çeken umutlarına.

 

Yol yakınken yeni bir hikâye yazmalıyım her ne kadar bahtımda nükseden kayıp mutluluğu bir bir sorgularken âdemoğlu üstelik tüm kayıtsızlığı ile sancağını en derine saplamanın verdiği kıvancı bir de yok sayılmamın uzantısında varlık katsayım iken yine o bilinmezliğin müptelası bir sure kadar da yüreğime doladığım üstelik evrenin beyanlarında denk düşen tüm k/ayıp aşklara selam olsun.

 

 

( Sevmelere Doyamazken... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 16.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.