Yamacımız da Bize Bedavadan Sunulan Bu Hayatı Yaşamak Ya Da Yaşamamak

 hayatı yaşamak sevmek ile ilgili görsel sonucu

   Kırılmış bir vazo gibi olmadan, hayatın değerini bilmek bazen geç kalmak en zorudur. Kendi elimizle kırdığımız gönlümüzü hayatımızı yarınımızı kendi elimizle yıkmaya başlarken, aslında kendi hayatımızı bir anda kaç nefesimizi boşuna harcadığımızın farkına varana kadar bir bakmışsın ki ömür sona gelmiş! Hayattan zevk neşe mutluluk duymadan kendi bahanelerimiz kendi fikirsiz ‘ligimizin ekseninde yok ettiğimizi anladığımız anda pişmanlıklar bile fayda vermeyecek!

   Karşımıza çıkan hayata ve onun içindeki güzelliklere ve insanlara güvenmeden kendi kendimize kurduğumuz savlarla dolu bir gerçek olmayan hayatın içinde, güzellikleri yaşamadan hep erteleyerek saklayarak veya kaçarak yaşamakta o an zevk aldığımızı sanırken, zindanlarda yaşamış olduğumuzun farkına varmak, denizde yüzme bilmeden yüzmeye, sandal sız küreksiz gezintiye çıkarken boğulmaya koşmaya çabalamaya benzer ne yazık ki! Hayatı çözdüğümüzü sandığımız anda o hayatı yerlere gömdüğümüzü yok ettiğimizi görmezden gelmek bu olsa gerek. Hayatın tadını almak yerine o tat yerine suni tatlarla alakası olmayan tatsızlığı ile değiştirir isek elbette ki hayattın yaşamın içinde yaşarken hiçbir şeyden tat almayız!

 

   Yamacımız da bize bedavadan sunulan bu hayatı olduğu gibi gülümseyerek şükür ederek yaşamak, sabahları yeniden uyanmanın güzelliği ile hayata herkese günaydınlar demenin zevkine güzelliğine razı olmak, hepimize bu dünyanın güzelliklerin yeteceğine razı gelmek, hoş görülü olmak hayatı yaşamak tadına zevkine varmanın kapısını açarak mutlulukla yaşamaktır. Deliliğin peşinde boşuna dolaşmış akıllı bir insanın, delirmeden hayatta kalmayı başarmış olması pek zordur. Akıllı insanın delilikle işi olmadığına göre ne işim var senin ey insan ağaçta? Denizde? Uçurumun kenarında…? Her güzelliklerden vazgeçişlerimizde gönlün bir vazo gibi kırılırken, bunun suçunu kadere veya insanlara atarak kendi suçunu kapatmaya çalışan insan misali, aşkı sevgiyi mutluluğu tutkulu bir şekilde yaşamayan insanın, her an her saniye sancılar içinde yaşaması kaçınılmaz olacaktır hali ile…

    Hayatımızdan ömrümüzün güzelliğinden vaz geçmek sevmek sevilmekten vazgeçilmek yerine, egolarımızdan kendi boş savlarımızdan vazgeçmek var iken, ömür boyu kendi kendini aldatan insanın rolünü oynayarak kırılmaya ne gerek var? Mutsuz yaşamaya ne gerek var…? Hayata uyumsuzluğu damarlarına hayatın karamsarlıkla enjekte edenin çırpınışına şahit olmak işkencelerin en büyüğüdür… Direnmek ve direnirken savrulmak ve savrulurken dizlerinin kanaması olsa bile, biraz sonra hayatın tatlı öpücüğü şifası ile muhakkak ki geçecektir yaralarımız, bunu büyüterek hayata küsmek için bahane ederek  gereksiz hayallerimizin egolarımız tatminsizliğimizin peşinde koşmak, gereksiz düşüncesizliklerle boşa yaşamak, biz insanoğluna yakışmayan umutsuzluk dolu bir ömür ve hayat’sızlık içinde, nefes almadan hayatın anlamını çözmeden gözünü kapatarak yaşamasına benzer. Aç gözünü hayatın içinde gülümseyerek yürü, bir an mutsuz olsan da yürü o mutsuzluk içindeki sıra sabırla eriştiğin anda mutluluk elinde tutacak ve seni hiç terk etmeyecektir. Yürü acılarla olsa da sırlara erişesin, sırların içinde yürüyerek bir mucize olduğunun hayat yaşamın temel taşının sen olduğunun farkına varasın. Selam ve dua ile.

Mehmet Aluç

( Yamacımızda Bize Bedavadan Sunulan... başlıklı yazı kul mehmet tarafından 21.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.