Yetmişli
yıllar, daha Bahçelievler'de oturuyoruz. Çocukluk gençlik arası yaşlardayız. Omzumuzdan
bir ittirseler gençliğe şıppadanak atlayacağız. Mahalleye yeni taşındık. O
zamanlar nerede bilgisayar, İnternet ya da İnternet kafe...Toprak sahalarda
hafta sonlarında maç yapmak en büyük zevkimiz. Bir de yazın yan mahallenin
bebeleri ile kavga etmek sudan, ..oktan püsükten sebepler ile. Sebepte incir
çekirdeğini doldursa gam yemem. Bizim kızlara niye baktınız, laf attınız, işte
hepsi o, kızlarda bir şeye benzese...
Gırgır Dergisinin ilk çıktığı seneler. Mahallede bir sürü bizim gibi zibidi
ile arkadaş olmuşuz; zibidilik parayla mı? Yapıp yapıp duruyoruz. Asansörlü
evlerin asansörlerini durduruyoruz, küçük çocukları kızdırıyoruz, bazen
işletiyoruz.
Gırgırı Reha almış bir pazar günü, bana da gösterdi, biraz inceledim, öbür
hafta ben de aldım. İçin de neler yok ki? Zalim Şevki, Gaddar Davut, Utanmaz
Adam, Avanak Avni daha tıfıl bebe büyümemiş, habire Deve Dilaver ile kavga
edip, dayağı yiyor, kıçının üstüne oturuyor...
Şimdinin usta kalemleri; Gani Müjde, Hasan Kaçan, Abdullah Yılmaz, İlban Ertem,
Atilla Atalay daha o zaman yeni yetme yazarlar. Oğuz Aral abilerinin büyük
desteği ile bir yerlere gelmeye çalışıyorlar. Millet fıkra gönderiyor Gırgıra
pasa, para kazanıyor. Telif ücreti fıkra başına elli Türk lirası; o zaman Ye Te
Le filan daha yok piyasada. O günün şartlarında iyi para, ama fıkranın çıkması
bazen haftalar aylar sürüyor, bizim gibi çok uyanık, çok gönderen var.
Biz bu işe bir kaptırdık kendimizi Reha ile, aylar sonra bir baktık Reha'nın
fıkrası çıkmış, aradan bir iki hafta geçtikten sonra da benim fıkram çıkmış.
Koltuklarımız bir kabarık bir kabarık ki sormayın gitsin. Gören de bizi Nobel
Ödülü veya Pulitzer ödülü almış yazar zannedecek. Okula gidiyorum, arkadaşların
hepsi Gırgır okuyor biliyorum.''Ben yazdım ollum o fıkrayı ben, yazabilirsen
sen de yaz koççum''öyle muhabbetler işte...
Nitekim belli zaman dilimleri içinde, üç beş kere telif ücreti aldık Gırgır
Dergisinden ellişer lira, iyi harçlık olmuştu bize o zamanlarda...
Gece başucumuza kalem kâğıt koyar, yattığımızda aklımıza gelen espri, fıkra
olursa not ederdik. Güzeldi Gırgırlı, Fırtlı yıllar, güzeldi ilk telif
ücretlerimiz...