BLUESRİK
Blues,siyahi acıların en katranlı memesinden beslenmiştir ,pamuk tarlalarından yükselen çok sesli çığlıkları gövde boşluğuna müzik diye işlemiştir her birini acının en katmerlisiyle.

Aşk acısının gölgesine bir çardak gibi boylu boyunca acısını sermeyi ve ateşini de hep karıştırarak körüklemesini de becerebilmiştir en çok da.

İnsanı yakan,kavuran,hırçın ve asi gitarının rifleriyle insan ruhunun ninnilerini beslemiştir,inişleriyle çıkışlarıyla ,insanın yukarıladan düşme anlarını yakalayabilmiştir belki de.En çılgın yanıyla insan çığlığını gümüş mızrabıyla sarsmıştır  ,aşkın depreşen iliklerinde.

Büyü gibi saran ve ruhumuzun en derinindeki derinin tüylerini ayağa kaldıran,alkole tutunanlar biraz da Blues ' in büyüsüne tutunuyordu kimbilir ? Ya da aslında tutundukları tutuklu kaldıkları iç dünyalarının yabanıl büyüsüne adım atmanın şiddetini duymalarıdır.

Blues ile birlikte,insanın imgelerinin onu hangi vahşi ormanın kuytularındaki bir ağacın yabanıl meyvelerine  dönüştüreceğini bilmemenin büyüsüne kaçış,tatlı merak dürtüsü.

Müziğin içine sinen sarhoşluk,sarhoşluğun içinde kendini arayan güzellik.
Ve gece
Ve geceye açılan pencereler
Aşka açılan kapı sürmeleri.
Bağırışlar
Nefessiz susuşlar ve en sesli susuşlar.

Felsefe acılarımıza biraz sus payı verme dibidir ,sığınaktır biraz,acılar dillenirken ,dilimize diken batması biraz da.Acımızın damınması için  uzandığımız gölge boylarıdır felsefe.
Fuzuli 'de aşktan çok aşkın ızdırabına meftundur,acıyı zevk alma haline dönüştürebilmiştir ki dayanabilsin,parmakları ipeğe dokunur gibi acıya dokunabilmeyi  öğretmiştir nefsine.

Sarhoş dediğimiz insanlardan da alacağımız ne çok derin izler var belleğimizin disklerine kaydedeceğimiz?
Hayatı izlerken başka hayatlara konuk olmayı da bilmeli insan,acının karnında büyüyen çocuk aşktır,mekanların içini dolduran kekremsi tad acıdır ve mekandır,aslında aşk ta araçtır,insanı biricik gayeye,mekanlara sinen kokuya davet eden enstrümandır insan.Parmak uçlarından gizli bir sesin gitara nefes verişidir,arayan bir  yolcu gibi,güzergâhlarda soluğunu alan,soluğunu temizleyen bazen de dibine kadar kirleten,dinlendiren,yeşerten geçiş mevsimlerinde el pençe divan duran bekçidir,başrole aday köle ,efendiliğe namzet aday adayı
İçindeki binlerce kölelerle
Ve efendiler arasındaki arafın ucundaki  gemici düğümü.
Bulma yolculuklarında aramanın melodisini en sağır yanına takmaya çalışan  varlık!

Alkol boşlukları doldurdukça,daha da içme güdüsüne iter insanı ve duyguları dansa kalkar zihninde,Blues acısına müziğiyle eşlik  ederken iyice demlenen kafa sıradan gürültüleri de elinin tersiyle silkelemek ister,sesimizi kökünde boğan,kalbimizin zarlarını soyan önyargılı ,dedikoducu insanları da çevrimdışı bırakmak ister bilinçaltımız uyanır aslında,kendi sesimize yaklaşma çabasına tutunur körkütük.Ağırlıklarından soyunan gelin gibi soyunuruz
Çırılçıplak!
Bilgenin kendine ait mağarasına çekilmesi.
Azizlerin çarmıhta kendine gülümseyen gül kesiğinin dudağında bıraktığı hoş sada ile bu dünyadan geçme  haline son mahşer türküsü eklemesi gibi.
Sarhoşluk ,şu çekilmez dünyanın yavan aynalarında yüzünü seyretmekten  yorulan insanın,başka bir dünyanın sihrine  bulanmış maskelerini yırtma cesaretine serzenişin  özlemi kimbilir?
Ve Blues ' in parmaklarında mızrap gümüş tellerinden acıyla son kez bağırdığında
Pamuk tarlalarında kırmızı bir mızrak en  derin siyahi sesiyle acılarımızın gücenik başlarını okşar usulca.
Bluesrik bir tad bırakarak.
SÜHEYLA ALTİNKAYA TURAN
( Bluesrik başlıklı yazı Suheyla tarafından 13.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.