GAZİANTEP  ÜNİVERSİTESİNDE

 NECİP  FAZILI  ANMA  PROGRAMININ ARDINDAN

 

 

 Ahmet AYAZ

Gaziantep Güneş Gazetesi 31 Mayıs 2016

……………………………………………

 

        Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prf. Dr. Mehmet Yavuz COŞKUN, Gaziantep Üniversitesinde,  Necip Fazıl KISAKÜREK’i anma programı düzenledi. O’nu vefatının 33 yıldönümünde rahmet ile andık. Yıllar ne kadar çabuk geçiyor. 1983 Yılında Hakk’a yürüyen  Necip Fazıl KISKÜREK’i, sanki dün kaybetmiş gibiyim. 25 Mayıs 2016  Çarşamba günü Saat 09.30 da, O’nu anma programının açılışını Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prf. Dr. Mehmet Yavuz COŞKUN Bey yaptı. Program, Rektör Hocamızın konuşmaları ile de, başladı. Necip Fazıl Kısaküreki, o kadar güzel anlattı ki, Hayalimde sanki, yeniden bir Necip Fazıl Kısakürek doğdu. O’nun bilmediğim sanat yönünü hocamızın anlatması ile öğrendim. Program iki gün sürdü.

        Rektör Hocamız Mehmet Yavuz COŞKUN dan sonra, Sami GÜÇLÜ, Nurullah GENÇ, Mustafa KANLIOĞLU, Arif  AY, Necip Ebuziya Beyler ile program devam etti. Akşum saat 19.30 da, Ustadın“Yeniden  Bir Adam Yaratmak”  Adlı  piyesi sahnede canlandırıldı. Ama, ancak o kadar olurdu. Piyesi oynayan grubun adını alamadım ama, 13 kişiden oluşan bir harika gruptu. Kendilerini canıgönülden kutluyorum ve ustadı da rahmet ile anıyorum.

       İkinci gün, 26 Mayıs 2016 günü yine Saat 09,30 da oturumu Mehmet ÇİFÇİGÜZELİ Yönetti. Konuşmacılar Ahmet FİDAN, Mehmet ÇETİN, Baki DEMİR, Alaaddin KARACA, Atilla KOÇ idi. Konuşmacılar, ustadın sanatından, yazarlığından, şairliğinden, kişiliğinden, dünya  görüşünden, cesaretinden ve inancından, islam dünyasında, islamiyete karşı samimi duruşundan söz ettiler. Ben programın başlayışından, bitişine kadar canlı konuğu oldum. Yukarıda da dediğim gibi; Ustadı, Gaziantep  Üniversitesi Rektörü  Prf. Dr. Mehmet Yavuz COŞKUN, kısa ve öz ifadeler ile, şimdiye kadar dinlediklerimden ve okuduklarımdan çok farklı bir şekilde  anlattı. Üniversitede  salonumuz mükemmel ve çok güzeldi. Düzenleme güzeldi. Güvenlik tamam, her şey çok çok güzeldi. Ben, burada bir basın mensubu olarak, Rektör Hocamız Prf. Dr. Mehmet Yavuz COŞKUN Beye ve programa emeği geçenlere teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. Ustadın Sakarya adlı şiirini de sizler ile paylaşalım diyorum.

 

SAKARYA

     

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; 
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
 


Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
 
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
 


Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
 
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

 
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
 
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
 


Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
 
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
 


Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
 
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
 


Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
 
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
 


Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
 
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..
 

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
 
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
 

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
 
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
 


Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
 
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

 
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
 
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
 


Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
 
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

 
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
 
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
 


Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
 
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
 


Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
 
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
 

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
 
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
 
….
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
 
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
 


Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
 
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
 


Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
 
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
 


Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
 
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
 


Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
 
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
 


Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
 
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
 


Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
 
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
 

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
 
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
 

1949

Necip Fazıl KISAKÜREK

 

( Gaziantep Üniversitesinde Necip Fazılı Anma Programının Ard başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 31.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.