Kim bu akşamın kızıllığında,feryad eden kim ?
Banamı ağlıyor bilmem,
kendi ruhumdan üfürülen nefesim !
Kaldırımlarda mecalsiz bir inilti
Güneş belli ki bana yorgun
Küsmüş baba kokan iğde, ağaçlarında kuşlar...
Ihlamurlarda rüzigâr susmuş
Vav gergefinde daralmışken zaman;
son bir cümleyi telaffuz etmeye mühlet ver,
Ey Er Rahman !



Ne çare,
ötelerde sitaresi sönmüş solgun didârımın
Belli ki,öznesini yitiren bir hikâyenin sonundayım
Memleketimin,tarla başlarında dikili sögüt gölgesi kadar,
serinliyor ayaklarım...
Dingin eşkiya misali;
hücrelerinden firar ediyorken kanım,
Kırılmış ömür penceremde,kısılıyor göz kapaklarım.
Heyhat ! 
Yükü ağır bu ayrılıkların...
Kırışmış ruh elbisem,
Göç telaşında terliyor alnım
Henüz yüreğimde tükenmemişken takâtim;
Lafzın ile dola dillerimi,
Ey Er Rahim !



Çocukların anne diye ağladığı savaşlarla,
Merhametsizlikten,karnına taş bağlamış dünya!
Mazlum çığlıklardan,kurumuş dudaklarımdaki sesim
Ey;
iki doğunun ve iki batının Rabbi !..
Çift tarafa düşmüş,sana iltica ediyor ellerim...
Varsın suyu bulutlar,
yağmurları toprak içsin
Ve dahi cümle masivadan candan vazgeçtim
Yetiş kelime-i şehadetim !
Bana,bir sen gereksin
Sen ki; kilitlenmiş yeşil kapılar üstünde yazılı,
bir mısralık veda şiirimsin
Halâ umudu süzerken gözlerimde ferim,
Kelâmınla haşreyle beni;
Ey Errahmanirrahim !...

Muharrem KÜÇÜK
( Kelâmınla Haşreyle Ey Errahmanirrahim başlıklı yazı kendinol tarafından 24.08.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.