Gel şu köhnemiş tenden kanatlan,
âlemlere uç gönlüm !..
Gam libâsının siyah beyaz ipliklerini, niyazlarla sök gönlüm.
Şah damarını tavaf eden nefesinle, hâkikât üfle;
hurafeleri yak gönlüm.
Kâinat kitabını indir gırtlağından,
kelâmlarla doku kalbine.
Toprak,özüne düşmeyen tohumu yeşertmez...
Bil gönlüm!...




Seherlerde tatlı esen rüzgârları sür yüzüne,
sâbâ makamıyla süzülsün gözlerinden kuşlar,
damla damla sönsün yanaklarında cehennem.
Zâtın için okunsun ezanlar her iki kulağına birden,
can suyunu doldur fıtrat kabına ,
hûû ile !..
Gövdesinde hây olmayan dalda çiçek açmaz...
Bil gönlüm !..




Her lâhza kelebekler ölür,
tenine hapsedilen hücrelerde.
Her kapanışta bir mahşer kurulur göz kapaklarında,
Yedi adımda nihâyete erer ömür, bilip bilmeden !
İlk adımın aldığın nefes,
son adımın diline kıyametten kelepçe ...
Nakitin zamandır, vakit ise azalan sermayen.
Yaşadığın andı,bir iki gündü geldi geçti...
Bil gönlüm!..




Gökler de ağlar seherlerde,gözleri kan çanağı !
Çiçek,böcek abdest alır çiy taneleriyle.
Karanlığı ağartır,tan yerinde nurlu yüzüyle Güneş.
Öğlen de ölmeden,ölür gölgelerde kıyamda,
Secdeye kapanır ölürcesine akşamın ufuklarında.
Dünya secdegâh,yer gök tesbihhane...
Dönüş Rabbinedir bil,
Bil ey gönlüm!...


Muharrem KÜÇÜK
( Bil Gönlüm başlıklı yazı kendinol tarafından 25.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.