Ve sen gittin nehârım!
cansız duvarlarda andelib’in zârı tutuştu.
Beyhûde sitemlere düçâr oldu dillerim.
Kendi gölgesine iştahlanan herc-ü merc vakitlerde,
bir başkent dolusu soğuk yüz armağan edip çehreme,
yamalı gülüşlerimi heyelânlarla yıktında gittin...





Ve sen gittin nehârım!
yükselen kaldırımlarda, belediyelerin kibri kudurdu.
Burun kıvıran bakışların çaresizliğinde,
avuçlarıma bitkin düştü gözlerim.
Ihlamurları sırtından bıçaklayan hazan sabahlarında,
çelikten sağlam zatürre vedaları kementleyip ayaklarıma,
umutlarımı tekerlekli sandalyelere çaktında gittin...





Ve sen gittin nehârım!
set çekilen durgun suların âhı, 
alüminyum tellerde uçuştu. 
Betondan direkler dikti yollarıma elektirikçiler.
Tıkış tıkış dolan halk otobüsleri kapılarında,
âhvâline içlendi of çekti dizlerim...
Kendi yansımasında saçlarını yolan kronik yarınlarda,
baş ağrısına adaş ateşleri hârlayıp kollarıma,
yaralı yüreğimde adını dağladın, yaktın da gittin...





Ve sen gittin nehârım! 
Ellerimde reddedilmeyen duaların recâsı, 
Ezan sesleriyle,minarelerde âlemlere tutundu. 
Rükn’üne seccade yakışan namazlarda, 
boşluklara,secdeye vardı alnım,nemli bakışlarım... 
Sevenin haslet azığı sabırları,
turâba ödül sunan felek vahasında,
sırattan ince yosunlu urganları dolayıp boğazıma, 
titreyen sesimi uzlet çukurlarına attın da gittin...



Muharrem KÜÇÜK
( Ve Sen Gittin Nehârım! başlıklı yazı kendinol tarafından 15.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.