Gel Zeyn
Gel ki adımların Hızır’ın ayaklarında bereket olsun
bir bir umut düşürsün
toprakları arşınlayan tomurcuklara
Güneş aldığın her nefes 
verdiğin her nefes te
Ziyâ’lar doğursun step’lerin ana kucağında
Ve ne kadar kızıl şafak 
ne kadar tükenmişlik varsa
Mazlum olan sesin dua silahıdır 
yüreğin ellerin
tut her birini sıkıca 
tut aln’ın dan karışla 
Ki
Çocuklar korkusuz ca gülümse sin 
Gözlerini yumma dan ufuklara






Gel Zeyn
Gel ki dağı taşı parsellenmiş şehirlerin eteklerinde 
yamalar sökülsün
Gamzelerin de gizlenen gülüşünden bir tebessüm lûtfet
Göğüs kafesi beton yaralar la açılan renkler 
Kuşlar misali gök yüzün de süzülsün
Ezânların 
yalnızlığımı ciğerlerim de hançerlediği vakitlerde 
Baş döndüren hız la genleşen koca 
koskoca bir boşlukta 
Şelpe’ler le inleyen sazın teli gibi aklıma düşmelerin
Ve bilmelisin ki 
bu benim kefen giyinmiş halim






Gel resimlerin yıpranan kenarların da
gözlerine eğreti mutluluk sürmeleyen yetim
sofraların dövülen
itilen 
hor görülen elleri Zeyn
Gel
Avam tabakan dan kaçak bir türkü fısılda kulaklarıma 
Zulüm rüzgârın da uçuşan sakallarım aklansın
Merhamet’in ecel terini döker iken Dünya
isyankâr reddedilmiş sözcükler sür dudaklarıma
Son bir damla göz yaşına şahit olan 
Yasin hürmetine gel
Su niyet’ine gel Zeyn 
Gel...



Muharrem KÜÇÜK 
( Gel Zeyn başlıklı yazı kendinol tarafından 2.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.