Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 17.08.2015
…………………………………………………………..
1970 li yıllarda Rahmetli Adil ÖZBERK Hoca Efendiden,
Gaziantepde Mehmet Paşa Camii de, her
Cuma günü vaaz dinlerdim. Adil Hocamız “Hayrın da hayırlısının yapılması
gerektiğini söylerdi. Konuyu biraz açacak olursak;
Benim kendi köyümde 3 tane camii varken rahmetli Hacı İbrahim KURT
dördüncü camii olarak bir tane daha
yaptırdı. Diyanet İşlerinden gelen bir zat’ı muhterem, Hacı ibrahim KURT’un
yanlışa düştüğünü söylemişti. Sözü
edilen yer, eğer yanılmıyorsam, şimdi kur’an kursu olarak kullanılmaktaymış.
Halbu ki nice camiisi olmayan köylerimiz
vardır. O zamanlar köylerde elektrik yokken, rahmetli babam Halaf AYAZ,
içerisinde hali, kilim olmayan bir köy camisinde cuma namazı kılmış. Bakmış ki,
camiide, yeteri kadar hasır bile yoktur. O camiiye bir adet halı ve bir
teneke gazyağını götürürken, Hacı
İbrahim KURT şöyle seslenmiş babama “eğer sen ölürsen namazını o köylüler
kılsınlar. Cenazeni o köye göndermemiz
gerekir” şeklinde konuşunca, babam ona şu cevabı veriyor. “Hacı, azıcık
düşünerek konuşsançok iyi olur. Yakacık köyünde halılar üstüste açılıyken, o
köyün camisinde kilim bile yoktur, birkaç tane hasır var” diye cevap veriyor. İşte hayrın
hayırlısı da bu değil mi?
Bazi iş adamlarımız mı deşem, işyeri çalıştıranlar mı, desem uygun olur
bilemiyorum. Kendisinin işyerinde günde 14 saat ayakta durarak çalışanlara 100
TL bayram harçlığı vermiyor, kendisini şeyh diye tanıtan kimseciklerin ellerini öperek binlik TL leri önüne
indiriyorlar. Ayrıca onlara kurban bayramlarında kurbanlıklar gönderiyorlar. Şimdi size
soruyorum, bu hayır, hayrın hayırlısı mı? Yoksa hayırsızı mı?
Yine 1970 li yıllarda, yukarıda sözünü ettiğim Adil Hocamıza Mehmet Paşa
Camii de müezzinlik yapan Ökkeş SUNGUN
şöyle anlatıyor. “Ahmet bey; Beni mevlüt okutmak için bazı zenginler
çağırıyorlar. Ben ne kadar kısa okursam,
o kadar memnun oluyorlar. Yemeğe
çağırdıkları kimseler, baklavadan börekten
usanmış kişilerdir. Bazıları baklava diliminin ancak yarısını yiyorlar.
Kalan artıkları da ne yapıyorlar bilemiyorum. Yemeğe muhtaç olanları
çağırsalar, o yemekler artık olmaz ve hayrın
da hayırlısı olur diye düşünüyorum” dedi.
Bazı zaman kendi kendime düşünüyorum . Rehber istiyorsanız
Kur’anı kerim, önder istiyorsanız Hz.Muhammet, ibadet yeri arıyorsanız camilerimiz
var. Daha nerede neyi ararsanız? Eğer
Türk isek, eğer müslüman isek hayatımızı bu doğrultuda yaşamamız gerekmez mi? Sevgili
okurlarım bugünlük de bu kadar. Gelecek sohbet yazımda yine buluşalım diyorum.
En güzel ve mutluluk dolu günler hep ve
hepimizin olsun. Hoşca ve dostca kalınız.