Sair günlerden biri belki de hatta olası bir gidişatın kavşağı meçhule giden. Meçhul varlıkların süregelen isyanı kabulü ne mümkün en azından Yaratan nezdinde. Bir sitem, bir isyan derken kırgın ve kırılgan bir yadsımazlıkla tanımlaması mümkün dahi olmayan kocaman bir varsayım emsalsiz ve eşkalsiz.
 
 
Tünemiş olduğum o belirsizlik fazlasıyla sıradışı. Kime ne, değil mi...Acaba? Ne de olsa herkes bir şekilde pay biçmekte ortak bir paydada buluşmama ihtimaline karşın. Ne bir sanrı ne de bir sanı. Tek gerçek tüm öğretilerin uzağında. Bir yanda dehşetengiz bir kaos bir yanda süregelen basit bir hayat çoğunun nazarında.
 
 
Ne de olsa tüneğiniz dar ve tüm o kapasite fazlasıyla dolup taşmakta. Kova kova boşaltsam da atık suyu ve tüm o kiri pası her geçen saniye dışa vurumu sayesinde zihniyetlerin inanılmaz ve yoz bir kabullenmezlikle yansıyan ne varsa çoktan yüzeyde ne pırıl pırıl ne de saf ve bakir. Alabildiğine kara ve çamurdan ihtiva.
 
 
Bıkkınlık diz boyu, su çoktan aşmış boyumu. Rencide edilesi olabildiğine ne de olsa tahakküm altında kalmak düzeneğin vazgeçilmezi olmuş. Sıfatlar yapıştırılası olduğundan beri adını unutmuş olmak bile sıradan.
 
 
Reva görülen ve dolu iken varlıklar bin bir riya ile zirvede tüm hoşnut ve muaf ne varsa. Kimliklerin de bir önemi yok artık ya da ünvanların. zorluk derecesi tartışılası sadece istem dışı bir kabullenilmişlik farkında iken o farkındalık tokat gibi çarparken gerçekleri yüzünüze.

                        
Kaybolmak ya da kaybetmek. Sormak gibi bir kaygı dahi taşımaz oldum artık. Ne cevaplar umurumda ne de vasıfların vasıfsız tutarsızlığı. İkilem demek bile mümkün değil.fark eder mi ki...Cevabı umurumda olmayan sorular varsın kümülatif bir bağnazlıkla dizilsin sıraya.
 
 
Merak dahi etmezken projektör ve kabul görmez gözleriyle bir bir eşeleyen meraklı ve sorgulayacı ne çok mikroskobik yargı ve yergi hiç bir hak sahibi olmama ihtimaline karşılık hak sahibi varsayımı ile hakkaniyet gözetemezlerken.
 
 
Basit bir açılım getirmek mümkün olsaydı keşke ya da sığıntı bir sıradanlığın gölgesinde kalabilmek...
 
 
Gölgeler keşke bu kadar uzayıp kısalmasaydı belki zaman yitirirdi ritmini ve buz keserdi bedenler tıpkı buz kesmiş kalpler kadar soğuk ve duyarsız.
 
 
 
Ölüm belki de döngünün bitimi kimine göre yeni bir başlangıç ve güdümünde iken acıların mutluluğa haiz olmak herşeyden ve herkesten uzak boydan boya yatarken. Usul usul yaklaşmak Yaratan'a kucaklayası tek varlık.
 
 
Kabul görmek yeniden yine sadece O'nun nazarında isitfli tüm öngörüler hükmünü yitirmişken.
 
 
 
Yana yakıla eşlik ederken döngüye yok olmak varlığını hibe etmişken doğduğun an itibariyle. Var olmak adına çırpınırken yok sayılmak.
 
 

Tümleyen tüm duygular ve tüm o muhalif yankısı gönlün bir adım uzağında aşkın. Yalın ve engin sevdiğin ne varsa asla sahip dahi olamayacağın. Tek gerçek değişme ihtimali olmayan...

                             

                           

 

 

 

 


 

( Tek Gerçek... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 15.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.