Tek bir kelimedir bazen kefareti ödeyen. Mihenk taşıdır ömrün duygular yalayıp yutarken büyük bir iştahla kolu kanadı kırık ve yaralı bir kuşun düştüğü o dehlizde çırpına çırpına can verdiği. Yolu düşmüştür bir kez istem dışı ve yadsıyamaz kaderini elem bir vurdumduymazlıkla nöbette iken sair duygular ve yoksunluk ufukta kırık bir noktada yansıtırken gölgeli aydınlığını hicap ederken derin derin.

 

Öykünmek bakir ovaların yalın ve masum güzelliğine çok uzaktan el sallarken hatıralar biteviye.

 

Kelimeler yeknesak bir ritm ile bağırır da bağırır anlam bulmak iken yüreklerde. Olası bir yalnızlık ebediyete uzanan yolda ezelden uzanırken ve yakalamak adına anı onca anıyı bertaraf etme isteği ve gafleti yüklenmişken ve yüklerken onca sorumluluğu defalarca üstelik.

 

Ne zaman mefhumu vardır kelimelerin boyutlar arası gidip gelirken pür nakıl akarken zerreler kırık bir pencerenin pervazından boşluğa hücum etmiş. Nice kademeli yeri geldi mi kısır bir ödenek hacizli yüreğin son istemi.

 

Molalar veririz her an ve her adım başında yeniden başlama kelimesini pelesenk etmişken. Yeni bir başlangıç belli ki mukadderatın tek tecellisi hibe etmişken tüm o vurguları ve devrik yetileri anlam bulmanın telaşında korunaksızca.

 

Yeni başlangıçlar eş güdümlüdür tüm o yitik ve bedelsiz duygularla yüzgecini yitirmiş ve nefessiz kalmış. Bir o kadar telaşını güderiz yeni kayıplar verme ihtimali yanı sönerken yolun tam da ortasında.

 

Tuhaftır aslında sevmek yadsınıp yadırganıp yakalamak isterken kaçanı ve bilmezken aslında kaçan da kaçak da benliktir görünmemek adına ve yelken açmışken hicrana. Yalnız bir matem kıvraklığında karışırız bir toz bulutuna kayıp giderken zamanda ve tüm o belirsiz mekânlarda müdahil olma ihtimalini göz ardı edip.

 

Istıraptır bazen yitip giden sevi yetisi yanıtsız ve mecalsiz bir varlığın eşkâlini resmederken bin bir gayretle ve her an yok olmaya aday…

 

Düşler dahi haram kılınırken en kötüsüdür aynadakini aksini inkâr etmek ya da tarumar edilmek. Ne varsa can yakan, ne ise yoldan çıkmış yolda kalma gayreti güderken. Telaffuz edilen her bir duygu derin bir açılım gerektirir zaman zaman izdüşümü belirsizlik iken. Hoş o da yetmez bazen istediğiniz kadar net olun ve de yalın.

 

Bir bebek masumiyeti ise korunmasız yüreğin tek ihtiyacı ve hicap duyduğu tüm o yanılgılar devinimi tüketirken.

 

‘’Ey ömür denen, kaçma artık kaçma…’’diye bir serzeniş midir yoksa muhafaza etme gayreti güdüp de yok olmak o toz bulutunda.

 

Unuturken değerleri unutulmamaktır gönüllerde yer bulma isteği ile kıvranırken. Ama yine de engel olamayız silinip yok olmaya.

 

Niyetlerdir bize eşlik eden ötelensek de örselensek de hicap duyarken varlığımızdan.

 

Tükenmişliğin kıyısında bir yolculuk bazen sürdürmekle mükellef kılındığımız ve zaman zaman maruz kalınan. Durgun bir gölün rehaveti belki de yüreğe çöreklenen uyanmamak adına baş koyduğumuz o yol ve varlık ile yokluk arasında gidip gelirken.

 

 

( Ey Ömür Denen Kaçma Artık Kaçma... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.