Tümlenmek adına
çıkılmış yola. Çıkılmış çıkılmasına da yarıda kalan ne çok şey halen nöbet
tutmakta ve seslenmekte geçmişten nazire edercesine.
Kılı kırk yararken bin
bir telaşla sürekli heybesine sayısız şey tıkıştıran insanoğlu. Ne varsa
gerekli gereksiz hatta acı bile verse. Muaf tutmak ne güzel olurdu benliği ne
kadar menfi duygu ve tahayyül varsa. Hayali bile burkarken gerçeğini yaşamak
daha da depreştiriyor yaşanmışlıkları. Tekerrür etti mi bin beter düşünce
anlamında bile yeteri kadar can yakıcı.
İvmesi hız kesse keşke
şu döngünün ve aklıselim yaşayıp gitsek. Yaşantılar ne kurgu ne de iptali
mümkün. Tüm çaba alabora olmamak adına dalgalar coşmuşken ve savurup dururken.
Eşlik etmek değil ama maruz kalmak. Değer biçmek değil paye verilen. Belli ki
roller de değişken mizaçlar da.
Uzak durmak adına
yalnızlığa mahkûm olmak.
Korkmadan yaşamak adına
kıyısında kalmak.
Çokluğa tekabül etme
yargısına inat nice tekil şahıs çoğul görünümlerinin ardına sığınmış.
Belki de sığınmak
güdüsüyle sığıntı yaşamlar maruz kalmak.
Dürtüler ve süper
egonun gerçek üstünlüğü. Tüm bilim dallarına inat ilkel bir zihniyetle maruz
kalmak nefsin arzularına. İradeyi yok saymak adına yok sayılmak belki de yok
sayılmamam adına görmezden gelmek. Hele ki görmezden geliniyorsanız eyvahlar
olsun…
Ne de olsa bir bütünün
parçaları olarak addediliyoruz. Kim bilir belki de yadsıdığımız bir kehanettir.
Tümlemek bir yana etkisiz eleman zihniyetine maruz kalıp bir kenara itilmek
üstelik göz göre göre.
Bağnaz bir zihniyet ve
bilinmedik güçler de girdi mi işin içine ayıklayın pirincin taşını.
Dalgaların yüksekliği
bir kenara eşlik eden o med-cezir varla yok arası kimliklerimizi nasıl da
kimliksizleştiriyor. Aslında etki-tepki ilişkisini dengeleyen yine bizleriz
görünenin aksine. Varlıkları yoklaştıran ve yeri geldi mi yoktan var olmanın
gizemini görmezden gelen.
Kâinatın sırrı bir yana
temelde her birimiz bir o kadar karışık ve çözülmeyi bekleyen yumaklarız
üstelik farkındalık düzeyini yadsıyıp. Varsa yoksa beşeri duyguların kerameti.
Ne fazla ciddiye
almalıyız varlıklarımızı ne de de vurmalıyız yerden yere. Yerine göre ve zamana
odaklı ve bir o kadar hatalardan ders çıkarıp. Tabii ki hata yaptığımızı da
itiraf edememekteyken illa ki suçu başkalarının üzerine atacağız. Tam bir kaos
ve bir o kadar kilitlenmiş ruhlar ötelenmenin verdiği o eziklik duygusuyla.
Zincirin halkalarına
mütemadiyen yenileri eklenmekte ve fark bile etmeden birbirimize doluyoruz
zincirleri pek çok şeyden esirgeyip, esirgenip tahammül sınırların dahi
aşıyoruz. Oysa aşmamız gereken çok daha öncelikli kıstaslar bizi beklerken.
Çözümsüzlüğün getirdiği
o ayrışma daha doğrusu çözmekten imtina ettiğimiz her ne ya da her kim varsa.
Ne de olsa ucu bize dokunmakta.’’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.’’ zihniyeti
güdüldükçe sorunlar da çığ gibi büyümeye devam edecek.
Görmezden gelinme o
kadar sancılı bir devinim ki yok addedilen varlıklar savrulmuş dört bir yana ve
muhalif sanrıları ile beklemekte bir köşede. Ne de olsa kanıksanmış tüm o kural
bileşkesi mahal vermiyor ki boyut değiştirmeye. Varsa yoksa kanıksanmış ve
kabul görmüş asla da ihlal hakkı tanınmayan sayısız yargı maliki belirsiz ve
kayıp.
İnsan olabilmenin
getirdiği sorumluluğu görmezden gelmek asla olası olmasa da gidişat göstermekte
ki, rolünü bürün ve gereğini yap. An itibariyle, her şey yolunda ne de olsa.
Farklı ve müphem
sayısız kimlik karakteriyle örtüşmeyen ne varsa kanıksamış.
Kanıksamayanlar ise
sistem dışı.
Karmaşık ve akıl almaz
her ne kadar akıl yürütmeye kalkışsanız da.
Belki de akışına
bırakmak olayları ve insanları ama bu da kolayı seçmekle mademki eş değer ne
anlamı kalıyor akıl ve irade ikilisinin. Sonuçta zekâ başlığı altındaki bu
harika sunumu koruyup kollamalı ve mümkün mertebe akıl yürütmeliyiz. Uzantısı
ise doğruyu söyleyenin tüm köylerden kovulduğu gerçeği bir o kadar akıllara
zarar.
İyisi mi ne yargılayın
ne de izin verin yargılanmaya. O kadar mantıklı olmanın da bir anlamı yok
ayrıca.
Sanırım bize düşen
mantık ve duygu birlikteliğini eşit tutmak. Ve duygularda fazla mantık aramadan
alabildiğine hissetmek her ne kadar pratikte kolay olmasa da…
Yine de ket vurmamalı
duyulara ve alabildiğine yaşamalı duyguları mantık her zaman muhalif olsa da.