Sana getirmek de vardı şimdi dünyaları;
Dünya gözlerinden bir parça.
Avcumda umutlarla gelmek vardı.
Umutlar kırık dökük,
Enkaz altı hayaller
Sana sevdayı vermek vardı.
Yüreğinden taşırmak...
Bir çocuk gibi kirpiklerinden yeni umutlar çalmak...


Oysa şimdi ben ellerimi ovuşturuyorum,serin bir Eylül akşamında.
Ben taze dökülen yaprakların üzerine basıyorum yeşilliğini göremeden.

Ben unuttum oysa ki güneşin rengini
Güneş hangi yönden doğardı?
Yıldızlar neden bu kadar küçük?
Ali Ayşe'yi niçin seviyordu?
Aşk neden ağlatırdı?
İki kere iki neden dört?
Vesaire vesaire...
Ben unuttum anlıyor musun doğduğumu ve öleceğimi.
Ya da ikisinin arasındaki fark neydi?

Mutlu musun?
Aşık mısın?
Gece olduğunda yüzünü asıyor musun?
Bilmiyorum.
Beni bir daha sevecek misin?
Onu da bilmiyorum.
Ama ben bitiyorum anlıyor musun?
ÖLÜYORUM.
Seni seviyor muyum onu da bilmiyorum..

( Cevapsız Sorular başlıklı yazı ŞaRa tarafından 22.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.