Yâr, gözlerim seninle nûra doyar
Sensizlik beni karanlığa boyar
Sensiz kapkarayım ey nûr yüzlü yâr
Dağıtmaya bu kasveti gel gayrı
Aşkınla aklımı firâra vurdum
Artık cinnet oldu hakîkî yurdum
Mecnûn, mahzûn seni arayıp durdum
Bulamadım saâdeti gel gayrı
Keşke bekleyişime gelse dîden
Ecelde gelirmiş ezelden giden
Özledim ey giden, sen de ânîden
Sılaya çevir gurbeti gel gayrı
Gönlüme aşk ektim hasret biçerim
Tek hasadım olan nârı içerim
Volkan gibi içten yanan içerim
Ey yâr, özledi rahmeti gel gayrı
Yalnızlığımdır kalbimde gördüğüm
Yalnız kalbim her ilmekte kördüğüm
Ey kalbime ilmek ilmek ördüğüm
Yalnız bırak da uzleti gel gayrı
Dilimde hasretle sözledim seni
Gözümde yaşlarla gözledim seni
Sevdiğim, inan çok özledim seni
Bitir de bitmez hasreti gel gayrı
Gözyaşım yanmama olurken devâ
Her damlada yanmaksa bana revâ
Yok bende senden başka hiçbir hevâ
Sensin gönlümün hâceti gel gayrı
Hükmünü verdi de ayrılık yaftan
Bana giydirdi ateşten bir kaftan
Geldi verdiğin karârda son haftan
Çıktı vuslat berâeti gel gayrı
Kıtlığını tattım hasret cezanla
Her gün yandım, kavruldum bu ezânla
Vuslattan okuyacağın ezânla
Açmak için şu niyeti gel gayrı
Her seher hasrete kalkar gözyaşım
Salâma kadar ancak budur aşım
Ayağına kapanmak için başım
Hep arar kıble ciheti gel gayrı
Aşk hastasıyım, yok derdime çâre
Bin dermana değişilmez bu yâre
Eğer ukbâysa vuslata emâre;
Gel, kıyâmet felâketi gel gayrı
Eremeyince vuslat-ı harâma
Ölüm erdi yâre eren yarama
Ermek için senin ile arama
Al hayâttan icâzeti gel gayrı
Öldüm, ey derdi dermanından güzel
Gusleder beni gözlerimdeki sel
Bâri ey yâr, ölümümden sonra gel
Giydim o ak kıyâfeti gel gayrı
Öğrensem, Cehennemdir mevki’ sana
Olur gözyaşlarımın sevki sana
Derim, ey gönlümün tek şevki, sana;