Samanyolu’nun peşinden giden çoban yıldızıydım
Bilinen yolculuklardan sıkılmıştım
Karanlık yollara daldım bir an
Bir ışık yandı uyandım
Ayağı kayıp düşen bir çocuk gibi şaşkındım
Sendeliyordum her adımda
İzin vermiyordu içimdeki kör karanlık
Onca yol biliyordum
Yürüyüp gitmeye gücüm yetmiyordu
Dursam, durgunluk bana yakışmıyordu
Alışık değildi beden statik enerjiye
Soluk soluğa yaşanan bu hayatı
Soluksuz bir ruh öldürüyordu

Kördüm, topallamak için körlük yetiyordu
Kasıklarımda kasvetli bir ağrıydı şehvet
Damarlarımda yakışıklı bir akıntıydı kan
Yola yansıyan gölgemi çalmışlardı kanun kaçakları
Terbiyesizliğim ukalalığımdandı
Bilmediklerim harman yeriydi
Bildiklerimse ortasında bir balya saman
Geceler karanlık giyimli zencilerdi
Gündüzler, kaçınılmaz zamanlar
Bense bu monoton yılların
Feda edilenler listesinde ki demirbaşı

Acılar çiçek açıyordu gündönümlerinde
Ölüm fermanı çıkartılıyordu delice sevenlere
Esmiyordu, karabulutları yerinden oynatacak rüzgâr
Ve görünmüyordu benim gökyüzümde
Şimal yıldızı


Gitmek, kendi yıldızını bulmak ümidiyle
Ve inanmak, milyarlarca yıldız arasında
Senin de bir yıldızın olduğuna
Ve o yıldızın en parlak ışığı yansıttığına


Tekrar merhaba sevgili dostlar geldim iyiyim
( Kendi Yıldızını Aramak başlıklı yazı Saliha Kaşkır tarafından 4/17/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.