Aşkın İnkarı Ne Mümkün...





Endamlı bir düş’ e sarıldım kilit noktamdı aşk

nokta özürlü bir sevap işleme arzusu

ve yorgun mizacımın kıvrımları

adeta bir meddücezrin sağanağının

sağalttığı acılarımla örülü

dikiş tutmaz yaralarımdan dökülen irin misali

 

ihtimaller dâhilinde yaşadığım kadar

vuku bulan mucizeler ırmağı ve evet, ben

bu sağanağın hüzün dalgasıyım:

ne reşit ne eşit

irdelenebilen aşkın

koyu kıvamında gözlerine vurulduğum

göğün kanatlarına hükmeden

bir tanrı bir tanı ve bir tını,

alakam yok iken dünyevi nimetlerle

 

bir b/ölü ikiyim aşkın kefesinde

özlemin kafesinde

hüznün dirayetimi sınadığı bir kavşak benzeri

geçişlerin mümkün olmadığı

mutluluğun arifesinde

sessizce kıyama durduğum

yalnızlığımın muhatabı

tek sırdaşım iken Tanrı

 

avuç içlerime dökülen

yağmurun izleri

yalnızlığın izbesi

salkım saçak duyguların

hem mimarıyım hem Mihriban’ı

bu şaşkın aşkın bu delişmen yalnızlığın

ve sistematik duvarlarla örülü

tek kişilik dünyamın salvosu

savurduğum nidaların kölesi

 

avuntu mahiyetinde yazıyor olabilmenin

vakur neşesi ve hüznün miadı

dolmuş olsa bile bir milat bildiğim

her şiirin de bir öyküsü var bende

aslında her öykünün şiir olduğu

şavkında hayallerin

tuz buz olmuş anıların ve de aşkın

yükselen çıtasına konan bir kırlangıç misali

 

ayrı düştüğüm kendimden

aymazlığında yine kendimin

malik olamadığım bir minvalde

aşkın seferisi sözcüklerin

diş izi kanamalı bir ibare

ve işte imlecin peşine takılı

ünlenmiş bir ünlem ile

şaşkın bakışlarımın beni götürdüğü

en muhteşem lehçesi iken aşkın

özlemle yıkandığım öznemden ayrıldığım

ve aşk meleğinin emir kipinde

saklı bir muhafız alayı

 

siper ettiğim duyguların mozaiğinde saklı

ilham perimle iştigal

baş koyduğum yorgun yılların katarı

ve kantarı ve atar damarımda saklı

bir ihlal nefsime öfkeli

nefesimi de boşa harcadığım kadar

insan nesline saygılı bir yer bir gökten öte

parçalanmış bir gönlün beyhude arayışı

 

beti benzi sararan kıblemin kıvancı

yüklendiğim heybemde saklı

insan olmanın meali ve rüzgârı

kırbaçlandığı kadar duygularım

ve işte şiir iken altıncı duyum

öznem nasıl ki aşikâr özlemimle yüklemin

eşiğinde sev, diyen kâinatın ışığı

 

ve miski amberi sözcüklerin

kara deliğin çağrısında

bağrıma bastığım hayallerin sağdıcı

ve sol yanı sonlanmayan muradı

aşkın izdihamında idrak ettiğimden de çok öte iken

aşkın inkârı ne mümkün

hele ki şiir iken yüreğimin radarı ve tek sığınağı

ölümden de öte ölümsüzlüğü dilerken

yazılası her sözcük her hece

varsa yoksa o münferit hecenin kılavuz edindiği

 

s/onsuzluğun d/okunuşu aşkla iştigal

bir b/ölü iki iken aşkın örtüsünden süzülen

gözyaşı yaşamın da dinamiği iken

yazılası söylenesi her şiir her şarkı…

 

Değerli Efruze'den inci taneleri...

Aşk bir esaret
Sevgi ise ölümsüz
Yüreğimdeki kor ateşler hiç dinmedi ki,
Dön dediğim habibim
Döner diye beklediğim
Bir gün gelir dediğim,
Gelip de acımı dindirmedi ki
Sonsuzluk diyarında kayboldum
Aşk da Sen, Sevgi de Sen
Hiç de Benim...


Çok çok teşekkür ederim sevgili gönül dostum

( Aşkın İnkarı Ne Mümkün... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 14.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.