Hangi renksin ve hangi düş anlatır
seni?
Ah, Lavinia:
Söküklerimi dikecekken yeniden
yarıladım hayallerimi.
Yağmalandı düşlerim
Her düşeş attığında kader
Kederimi daha çok sevdim.
Latif nazın
Lütfetmiş bana seni Tanrım
Salkım söğütler misali
Sancağıma sarılı ellerim
Silip silip baştan yazdığım hikâyelerim
Ben sadece bir şiirden
İbaret değilim.
Hüznümdür müzmin
Hazandır saklı olduğum inim
İnim inim inleyen namelerim
Lakin ben sadece Tanrıdan diledim.
Tavus kuşu varlığın
Tav olduğum saflığın ve yalnızlığın
T/araf nedir bilmeden
Tahakküm altında geçen ömrüm bunca
senem
Siman yabancı artık bana
Sindiğim yalan sevmediğim ise alsa
Sirenler çalarken yol açtı yürek
iklimim
Şiar edindiğim binlerce şiir yazdığım
ne ki?
Ulemasıyım ben aşkın
Kalemimse sevdalı ulağı hayatın
Yaşaran gözlerim seğirir sen her
andığında
Aşkım hız keser ben seni anmadığımda
Adağımsın ederim ve radarım
Andığımsın bazen boş bulunup
kaybolduğum
Ar bildiğimsin sen
Edebimle nazımla niyazımla hak
ettiğim
Lakin hak etmedim ne varsa düşmek bilmedi
yakamdan
Ben de sevdalı şehir misali
Kavuşmadı gitti şu iki yakam.
Ah, Lavinia…
Tüten dumanısın çayımın
Ah, sevdalandığım.
Tüten baca vapuru bazen yuhalandığım
Aşkın hatmeden yürek iklimim
Semazen sözcüklerim esiri olduğum
gizemin
Gizimsin ardı ardına izini sürdüğüm
İsimsin şehir gibi
Sisli yollarında gecenin
Düşüp de yollara
Düşmedim şükür yâd ellere
Düşkün hiç değilim insanlara
Gel gör ki: dinmedi insan sevgim
Ve yenildim
Ve yanıldım
Alıntı değildir benim ruhun ve
sözcüklerim
Üstüme alındığım bunca şeyi alt
edebildiğim
Hepi topu bir heceyim Lavinia
Hem aşk hem geceyim.
Hem gam hem gül,
Gülemedim gitti emsalsiz hüznün
ritmiyle
Kül misali serildim evrene
Kul olmanın verdiği iman gücü ve
sevdayla
Kulluğuma binaen hiçliğimi giyindim
Hep de olduğu üzere
Var olduğum meçhul addedildi
insanlarsa
Var olmanın güncesiydi şiirlerim
Vebali boynuna günümün
Gecede hıçkıran kalemi susturan yine
Rabbim
Hem O, yaz demese nasıl eserdim gün
ve gece
Katık ettiğim aşk ve ilham
Geniş penceresinde gönül tezgâhının
Kimse sırra kadem basan
Ser verdim sır verdim hem dostlarıma
Dost bildiğim
Lakin tek dostumdu Rabbim eşiğinde
evrenin
Araf’ta kaldığım gün ve gecelerin
uğruna
Ben aşkla yaşadım ve sevdim ve yazdım
Yazmadığım kaderime hürmet ettiğim
kadar
Kederimi tek nefeste içime çektim
çekeli
Daha da çekeceğim kim bilir ne çok
çileyi
Çil yavrusu gibi dağılan düşmanlarım
Ne ruhum yorgun ne de pişmanım
Çünkü insan olmanın mealiydi
yüreğimden geçen
Bense iklimlere serili bir mizansenden
Geride kalan o tek hece
Elbet hicvi hayatın ve sevginin:
Ah, Lavinia: sen ve gözlerin
Aşk ile b/akan içime
Ait olduğum tek Makam çağırmadan beni
Ben çoktan çağırdım Kara Meleği
Ömür yettikçe seveceğim seni
Ömür yettikçe yazacağım da
Azgın dalgalara aldırmadan ruhumu
huzura kavuşturan
Sadece Rabbim arz ettiğim üzere
Niyaz ettiğim her gece
Bir lütfusun sen evrenin
Varsın uzak ol benden
Ben seni usulca severken…