Hangi renktir öykündüğün, Lavinia ve
insan hep mi tutarsız olur severken?
Sevdiceğim, iklimim, perim
Bil mukabil güzel yüreğin
Haşmeti sevginin
Kıblemsin yüreğimde saklı bilinmez
servetim
Ve g/izimsin ve gizil bir özne
Öykümsün ve öykündüğüm
Düş mahzenlerinde uçuşan kelebekler
gibi
Pervasız ve sıra dışı benliğim
Kıyıda köşede kalmış güzelliklerin
peşindeyim.
Efkârımsın dinmeyen sen, Lavinia
Şimal Yıldızımsın günbegün büyüyen
bir özlem
Huda’m sundu seni bana
Ulemasıyım ben gözlerinin
Her şiirim bir ulak
Ne çıkar söyle ne çıkar, eğer ki bu
aşka olmuşsam tutsak?
Hüznümsün,
Redifim,
Solumdaki servet
Aşk iken sol anahtarı açtığı her kapı
Akabinde büyülendiğim
Gel gör ki büyümediğim
Büyüttüğümsün gözümde özümde
İhbar ettiğim bu devasa sevgi
İliklerime kadar üşüyordum öncemde.
İkazı varsa hayatın
İstimlak edilmiş olsa ne ki konduğum
bulutlarım?
Hazzın sönmeyen feri
Nazenin iklimde saklı bir serveti
Bölüştürdüğüm şiirlerimde
Şiirsel bir teyakkuzdur büründüğüm
Büyütecisin yüreğimin büklüm büklüm
büküldüğüm.
Kimisi zan sunar
Kimisi nefretini
Hizaya gelmek bilmediği insanoğlu
Aşkla küremeli illa ki önümüzde
uzanan yolu
Elimi uzattığımsın
Bazen gerisin geri kaçtığım
İlhamımsın ve sükûtum
Surlarında şehrin hayta bir yıldız
kırpıldığım
Hoyrat bir rüzgâr içime ters estiğim
Bazen sondan başa saydığım
Bazen bilinmezi inadımla gerçek
görünür kıldığım
Gönlün ukdesi ve hutbesi
Renklerin en güzel bileşkesi
En yüksek rakımsın
Rabbime koştuğum her fırsatta
Allah rızası için çok sevmişken seni
Hem uzağımdasın hem en yakınım
Huzurun diğer adı miadı dolmayan
ömrün muradı
Aşkın da hulasası
Varsa yoksa şiirimsin sen acılarım
iken dilaltı
Elbet uğruna y/andığımsın
Tek şahittir yüce Tanrı