İhtisas yaptığım doğrudur, hafız:
Kırık kalpler kulübünden sertifika
aldım daha da nicesi…
Niyetimle geldim huzuruna hafız
Huzur duymak adına
Rahmeti yağdırsın Mevla
Kürediğim her gündür de tükendiğim
Laf olsun diye asla sevmedim.
Kırık kalpler durağında beklemede
Beklentisiz sevdiğim de doğrudur,
hafız.
İç bükey bir aynada saklıyım:
Ben ve sırlarım.
Elem yüklü göğünse son neferi
Uyutulduğum yılların acısını
çıkarıyorum şimdi
Ah, bir de unutulduğum.
Unutmak ne mümkün
Uydusuyum hayal kırıklıkların.
Kırağı çalan gecede
Kulağıma çalınan üç beş fısıltı neyse
Nefret dolu insanlara inat
Daha çok sevebilmenin mealidir elbet
yazdıklarım
Yetmedi kendimi astığım o darağacı
Geniş mezhepli insanlardan İllallah
Layığıyla yaşayıp sevmeli insan
Sakıncaları olsa da gülücüklerimi
Bahşeden mademki Yaratan.
Nüvesi acı içimdeki demin
Derlediğim kadar sözcükleri
Dertlendiğim değil asla yalan
Yıkama yağlama desturunda nice insan
Oysaki riyasız karşılıksız sevmeyi
bilmeli
Bilmezden geliyorlar
Ruhum yorgun yüreğin de na’şı aşikâr:
İsyanda sözcükler
İhbar ettiğim kendimi o Ulu Makam
Havadisler böyle, hafız.
Havasını aldım az çok ruhumun
Havale geçiren bir duygu saklı madem
en derinde
İliklerime kadar üşüsem bile
Dönüşüm yok bu yoldan
Baş koydum madem bir kez bu yola
Yol yordam bilmeden acıtanların
darısı yalnızlığıma
Her dara düştüğümde kaykıldığım
Bir imbat akşamında olduğum yerde
sarsıldığım.
Mümkünatı yok bazen huzurun
Hem düş kırıkları hem de hayal
Yosun tutan mezarımdan sesleniyorum
sana, hafız
Havsalamdan taşan ne çok gerçek ne
çok masal
Bildirdiğim üzere
Sehven nakavt oldum yeryüzünde
Uçmalıyım oysa ben
Uçuk kalbim ve ucu açık cümlelerim
Kapı ağzında konuşulmaz bunlar
Kapıdan kovsan da indim bacadan
Tüten dumana bakılırsa yangın var bu
gün içimde.
İçerlediğim kadar içtiğim binlerce
acı ve hece
Katıksız safım
Saf tuttuğum safiyet yüklü varlığım
Yaşamak hep mi zor, hafız?
Yaşadığım kadar yaşattığım
Kırıklar ve sözcükler
Harcı umut ve sevgi
Harcadığım yıllar kadar
Kaybolmanın da ta kendisi
Diktiğim sökükleri yalnızlığın
Heba ettiğim koca ömür
Hazanda saklı bir gül’ üm ben
Gülümsememin vergisini ödüyorum hem
Sevdiğim kadar mutlu
Hazanda saklı bahar gibiyim
Hazır ol da beklediğim ne ki?
Hazzı yokluğun
Hiçlik makamında henüz çömez bir
talebeyim.
Bak gözlerime oku içimi, hafız.
Ya da ben sana baştan anlatayım
Yâd ettiğim kadar yarenlik eden kalem
Dipçiği ile vuruldum dün gece
Geçimsiz ve göçebe varlığımla dağlar
tepeler aştığım
Oysaki etim budum ne?
Mecazidir benim firarım
Firakı sözcüklerin
Filizlenen neşem ve hüznüm
Fedaisiyim de ömrün
Kırıklarımı dondurdum
Kınandığım kadar kırgın
Kızılca kıyamet kopsa da: ben buyum,
hafız
Bilen biri var madem
İşte şiirlerim matemimle eşleşen
Meali yaşamın
O razı olsun yeter ki hep de olduğu
üzere:
Ne var ne yok, başım gözüm üstüne…