3 EYLÜL 2013                                                                                                                                                                       

              Emniyet Müdürlüğü-Müdür Yardımcısı Makam Odası

                   İstihbarat Şube Müdürü Engin Altay kapıyı çalıp içeri girdi.

-Gel Engin. Otur. Hayırdır acil bir durum mu var?

-Bölge Başkanlığıyla ilgili Müdürüm.

-Hemen anlat Engin. Ayhan denen adam beni sinir etti.

-Ayhan kendi kurumu dâhil tanıdığı herkesi sinir ediyor Müdürüm. Teşkilatın eskilerinden olduğu için kafasına göre takılıyor. Müsteşar emriyle kurum dışından oluşturduğu ekiple çalışıyor. Müsteşarı arkasına aldığı için Bölge Başkanına bile posta koymaya başlamış. Bilgi vermeyi reddediyormuş. Saha deneyiminden dolayı takip edilemiyor. Başta Karabulut kimseyle muhatap olmadığı için işimiz zor. Kendisini tanıyan herkesin ortak kanaati zor biri olduğu. Özel imalat. Bir türlü pozitif iletişime geçemediğimiz insanlardan biri.

-Takipten bir şey bulamadık mı?

-Adamın her kesimden tanıdığı, her kesimle irtibatı var. Böylesi karışık ilişki yumağından dişe dokunur bir şeyler bulmak çok zor müdürüm. Elimizdekileri kullanırsak kıllanır. Riske girmeye gerek yok bence. Nasılsa yaptığı her şey ortaya dökülecek.

-Neyse Engin geçelim. Sen neden geldin?

-Müdürüm büyük bir operasyon hazırlığı var galiba. İstihbaratçı Ayhan’ın bir şeyler karıştırdığını tahmin ediyorduk. Ayhan Karaşahin’lere operasyon hazırlığında Müdürüm.

-Emin misin Engin?

-Hemen hemen Müdürüm. Karabulut’tan haber geldi. Eline geçen bazı bilgilere göre Ayhan ve ekibi Karaşahin’leri takip ediyorlarmış. Sadece Karaşahin’ler değil bölgedeki Ağalar ve bizim arkadaşlarımızda takip ediliyor. Sabah Bölge Başkanı çağırmış ona da rest çekmiş. Dediğine göre Müsteşar’ın destek ve onayıyla bir şeyler yapıyor bu yüzden kimse müdahale edemiyor. Karabulut ekibe girmeye çalıştı ama Ayhan kesin tavır koymuş. Bölge Başkanlığındaki arkadaşlarımızla muhatap olmuyor. Bilgi paylaşımında bulunmuyor.

-Karaşahin’lerin gizli saklı bir işleri mi var Engin?

-Bildiğimiz kadarıyla yok Müdürüm. Emniyete aldığımız bazı cihazları Karaşahin Transport ’un tırlarıyla ve minimum masrafla getirttik. Muhbirlerimizden gelen bilgiye göre Alber Dikici de takip altındaymış.

-İstihbarat mı?

-İstihbarat ve Holding aynı anda takip ettiriyor Müdürüm. Orhan Metin’in adamları Alber’in gittiği her yeri konuştuğu herkesi fotoğraflamış.

-Deşifre olduk deme sakın Engin?

-Biz önlem almıştık Müdürüm merak etmeyin.

-Bu iyi haber Engin bir an sonumuzun geldiğini düşündüm. Alber’le hemen görüş dikkatli olsun. Başımızı yakmayalım.

-Şu anda Yurt dışında Müdürüm. Gelir gelmez gereğini yapacağım. Orhan takip etse de bir şey yapamaz. Arkadaşlara gerekli bilgi verildi.

                  Müdür Yardımcısının telefonu çaldı. Müdür Yardımcısı eliyle çıkmasını işaret edince Engin Altay asık suratla odadan çıktı. Homurdanarak alt kata indi. “Herifçioğlunu makama oturt sana ukalalık yapsın hay ben böyle işin”  Engin Altay kendi kendine homurdanarak yürürken karşılaştığı kimse selam veremedi. Bu durumdayken İstihbarat müdürüne yaklaşmanın hayırlı olmayacağını herkes bilirdi. Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Timurhan Yürekli’nin odasına girdi.

-Selamün Aleyküm ağabey.

-Ve Aleyküm Selam Engin. Bu halin ne böyle?

-Gözünden bir şey kaçmıyor ağabey, moralim bozuk biraz.

-Hayırdır Engin yine ne oldu?

-Ağabey işler sarpa sarar gibi. İstihbaratçı Ayhan bizi takibe almış.

-Ayhan kim Engin? Sorun çıkarıyorsa Karabulut’a haber ver halletsin.

-O kadar basit değil ağabey. Adamın arkası kuvvetli. Müsteşar’dan torpilli. Teşkilatın eskilerinden. Bölge Başkanlığında pasifize edemiyoruz. Kendi ekibiyle bir şeyler çeviriyor. Nüfuz edemiyoruz maalesef. Tek sorun Ayhan değil. Orhan Metin Karaşahin de Alber’i takip ettiriyor. Görüştüğü herkesi fotoğraflattırmış. Her şey neyse de ağabey. Müdür Yardımcısının tripleri sinir ediyor. Adamı olduğu makama biz oturttuk. Makama oturacağında verdiği sözleri hepimiz biliyoruz. Şimdi trip atıyor. Şeytan diyor kestir biletini görsün gününü. Ağabey adamın hizmetten falan haberi yok. İlk fırsatta bizi satar. Holding’deki ağabeyler niye bunu tercih ettiler aklım almıyor.

-Akrabalık bağı Engin. Dediğin gibi adam kalifiye falan değil ama holdingdeki ağabeylerle akrabalık bağı var. Kötü niyetli olduğunu sanmıyorum ama kabiliyetsiz biraz. Neyse bunları boş ver ilk fırsatta ağabeylere duyuracağım ben merak etme. Onu boş ver sen ne yapmayı düşünüyorsun?

-Yapacağım şey belli ağabey. Gerektiği şekilde misillememizi yapacağız. Ayhan’ı takip ettireceğim. Adamın çevresi çok geniş. Bayağı malzeme bulacağımıza eminim. Elimize geçen malzemeyi eski toplantılarıyla harmanladığımız zaman kendini savunmaya vakit bile bulamadan şutlarız İstanbul’dan. Her şeyden önce planlarını öğrenmemiz lazım ağabey. İki yıldır ekibiyle harıl harıl bilgi topluyor. Aşiretleri araştırdı. Askeriyeyi araştırdı. Emniyeti araştırıyor. Karaşahin’leri araştırdı. Alber’i araştırıyor. Yayın Gurubundaki, holdingdeki ağabeyleri araştırıyor. Herkesi takip ettirdiğini biliyorum. Bu takipler mahkeme kararıyla yapılmıyor. Öyle olsa mutlaka haberimiz olurdu. İstanbul’daki bütün gazetelerde televizyonlarda bilgi aktaran izleme yapan adamları var. Bütün misyon şeflerini takip ettiriyor. Takip ettiklerini dinlediğini düşünmek hiçte mantıksız değil. Eli tahminimizden çok uzun. Müsteşarın desteğini aldığı için pervasız çalışıyor.

-Sadede gel Engin. Senin sıkıntın Ayhan değil.

-Haklısın abi beni sıkıntıya sokan MİT’çi Ayhan değil. Ayhan benim gibi emir altında bir devlet görevlisi. Elimdeki tüm bilgileri değerlendirince inisiyatifin Müsteşar’da dolayısıyla Başbakan’ın elinde olduğunu görüyorum. Başbakan bir şeylere hazırlanıyor ağabey. Hiç bir şey normal gitmiyor. Bu yeni değil. Resmi kurumlardaki bilhassa Emniyetteki arkadaşlarımızın çokluğu ve istediğimiz şeylerin itirazsız yapılıyor olması hayra alamet değil. Aksi olsaydı Ayhan kendi başına böyle işlere giremezdi. Sekiz yıldır bizim istediğimiz gibi çalışan insanlar niye kendi başlarına çalışmaya başlasın ki? Aklıma ister istemez üç yıl önceki…

-O konuyu hiç açma Engin.

-Açmak zorundayım abi. Bu gün olanların üç yıl öncesine dayandığına dair şüphelerim var çünkü.

-Her şey tam gizlilik içinde olmadı mı Engin? Kimin haberi olmuş olabilir ki?

-Bilmiyorum abi. Olanlar normal gelmiyor bana.

-Ne gibi Engin açık konuş.

-Ağabey bir buçuk yıldır çeşitli yerlerde 70’den fazla adam infaz edildi. Ayhan içeriğini kimsenin bilmediği bir görev için çalışıyor. Ayhan ve ekibine nüfuz edemiyoruz. Bölge Başkanı ve arkadaşlarımız Ayhan ve ekibini çözemediler. Ağalar çok tedirgin her an başımıza iş açabilirler. Ankara’dan kötü haberler geliyor. Danışmanları Uzun Adam’ı bize karşı kışkırtıyorlar. Bir operasyon yapılırsa topun ağzında biz varız. Darma duman oluruz.

-Bazı danışmanların 11 yıldır Uzun Adam’ı kışkırttıklarını biliyoruz zaten Engin. Hükümetten yana sıkıntı yok merak etme. Sen ne yapmayı düşünüyorsun?

-Biraz zor olacak ama Ayhan’ı sıkı bir takibe aldıracağım. Ne yapmaya çalışıyor, kimden talimat alıyor öğrenmemiz lazım. Olmazsa adamı Adliye’ye çektireceğim. Ayhan’ı konuşturabilirsek her şey çözülür.

-Resmi olarak bunu yapamayız Engin. İzinle falan uğraştırma bizi.

-Mecbur kalırsam izinsiz bir şeyler yapacağım ağabey. Yapmak zorundayım. İçim rahat değil. Arkadaşların Alber ve diğerlerinden haberleri olursa… Şimdiye kadar işi idare ettik ama ne olacağı belli olmaz.

-Tam olarak aklından neler geçtiğini söylese Engin. Arkadaşlarımızın hepsi liseden bu yana hizmet için çalışıyorlar. Kimden şüpheleniyorsun?

-Kimseden şüphelenmiyorum abi. Üç yıldır başkalarının inisiyatifiyle bir takım işler yürütülüyor. Karaşahin Transport Emniyete getirttiğimiz teçhizatla birlikte makine parçası diye malzemeler getirdi. Bu parçalar nedir ne işe yarayacak bilmiyoruz. Pek çok farklı fabrikaya bu parçalar dağıtıldı. Bu fabrikaların kaçak silah üretimi yaparak dağıttıklarına dair eski tarihli bilgi notu var elimizde. Fabrikalara operasyon yapılması için gönderdiğimiz emirler uygulanmadı. İstihbarat doğruysa ve fabrikalar gerçekten silah üretiyorlarsa neler olur ağabey düşünsene? Polislere karşı kullanılan silahları biz getirtmiş oluruz. Müsteşarlıktaki arkadaşımız kozmik odadan çıkarken infaz edildi. Operasyon bizimkilerin işi değil. Odadan neler çıktığını bilmiyoruz Bize gelen teçhizat için Karaşahin Transport’a hiç ödeme yapmadık. Alber Müslüman değil dediğim ağabeyler, camiaya çok bağış yaptığını diyalog için çalıştığını söylüyorlar. Adamın etnik kökeni beni endişelendiriyor. Üç yıl önceki olaylardan dolayı hala geceleri uykum kaçıyor. Alber İstanbul’daki casus diplomatların hepsiyle kanka.

-Ayhan’a karşı önlem almalıyız. Öncelikli olarak gayri meşru ilişkisi varsa gizli kayıt ve yoruma dayalı bilgilerle Müsteşar’ın gözünden düşürmeyi düşünelim. Ayhan’ın vatanseverliğinden kimsenin şüphesi yoktur ama kullanıldığını iddia ve ispat edersek yolumuzdan çekilir. Bunun için maksimum gizlilikte çalışmak lazım Engin. Ayhan veya başka bir devlet görevlisine fiili bir saldırı olmayacak. Böyle bir işe ancak Müşavirler Kurulu karar verebilir. Kendi başınıza yapacağınız şeyler hem sizi hem hizmeti zor duruma sokar. Anladın mı?

-Anladım ağabey.

( Bereli 21 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 9.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.