Sıhhiye Onbaşı omuzlandı Mehmetçiği,
bir koşu taşıdı onu çadıra,

aklı tepede kalmıştı,

bir inilti duymuştu koşarken,

oysa kimse yoktu orada taburdan,

Mehmetçik çok kan kaybediyordu,

olsun iki dakikada dönerdi geriye,

o hain teröristi öldürmeliydi,

verdi namlunun ucuna mermiyi,

Sıkacaktı,

Sıkacaktı,

Sıkacaktı…

can çekişiyordu alçak,

kimbilir kimleri katletmişti,

gözgözeydiler,

kaçıramadı bakışlarını,

Aman diliyordu,

Yapamadı,

Sıkamadı,

Lanetler okudu,

ama

Sıkamadı,

Böyle bellememişti,

Komutanlarından böyle öğrenmemişti,

Baba ocağında böyle görmemişti,

Şanlı tarihinde bunu okumamıştı,

Zavallıya,

Acize,

Af dileyene,

Güçsüze,

Sıkamazdı

ve sıkamadı da.


Onu da yüklendi sırtına,

ve yine bir koşuda attı canını çadıra.

İkisine de yoğun tampon lazımdı,

İkisine de solunum cihazı lazımdı,

on tane eli yoktu ki,

üstelik cihaz da tek,

dağın başı,

imkanlar sınırlı,

hemen Mehmetçiğe müdahale etti,

kanı durdurmuştu,

nefes alışları bir nebze düzelmişti,

eli kıvrak ve çabuktu,

saatlik işi on dakikaya sığdırdı,

oksijen maskesini çıkarttı Mehmetçikden,

yana döndü,

baktı ki terörist nefes almıyor,

gebersin demek istiyordu,

ama en azından bunu yapmadı,

zerre üzülmedi de elbet.


Komutan girdi çadıra,

Onbaşı anlattı olanları,

bir bir,

ve emir aldı,

cesedi kasaba morguna götürüp

teslim edecekti,

bindi bir çırpıda jipine,

Mehmetçiğin durumu iyiydi,

ama yolculuğa dayanamayabilirdi,

kasabadan doktor da getirecekti,

altı üstü bir saatlik mesafedeydi,

günlerdir uykusuzdu,

gözleri kapanıyordu,

Şöför fısıldadı,

Onbaşım uyuyun biraz,

içi geçti bir an,

yanında beş yaşlarında

bir kız çocuğu oturuyor

paçasını çekiştiriyordu,


“ neden önce babamı kurtarmadın ? “


Sustu,

Sustu,

Sadece sustu,

Bu bebeye nasıl açıklayabilirdi,

Anlarmıydı masum bebe olan biteni,

Ne derdi..


Telsiz sinyaliyle uyandı,

bu hayra alamet değildi,

riskliydi de,

illaki acil bir durum vardı,

Hayır dedi aklından ilk ihtimale,

Hayır,

Olamaz,

Ama iyiydi

ve telsizi açtı,

gözleri buğulandı,

hıçkıramıyordu,

boğazı düğümlendi,

gerisin geriye döndüler,

Mehmetçiğin naşını da yerleştirdiler jipe,

Komutan yorgun sesiyle verdi emrini

“ Sen de dinlen birkaç gün

kasabada karakolda kal,

bir helikopter teslim alacak naşı

Ailesine götürülecek “,

Onbaşının içi elvermezdi ,

kalamazdı orada,

sıcak batardı,

yemek yiyemezdi,

Arkadaşları tepedeyken,

O kalamazdı karakolda,

ama emir bu,

sesini çıkartamadı,

“ emredersiniz komutanım “.


Karakola vardıklarında

hava kararmıştı,

tekin saatler değil bunlar,

morga sabah teslim edecekti teröristin cesedini,

helikopter gecikti,

Aileler çoktan haber edilmişti,

Şehidin anası babası da gelmişti kasabaya,

terörist de civar köydenmiş,

onun ailesi de gelmiş,

haber çabuk yayılıyordu,


Ateş bu,


düştüğü yeri cayır cayır yakar,

Komutan telsizdeydi yine ertesi sabah

“ şehidimizin ailesini de getirin karakola

orada beklesinler helikopteri,

öbürünü de teslim et morga “ .


Onbaşı derhal ayrıldı karakoldan tabutla

morga geldi

bir yanlışlık olmalıydı

İki aile vardı kapıda

İkisinin de gözleri yaşlı,

İkisi de perişan,

İkisi de çökmüş,

Kim kimdir bilemedi,

Anlayamadı,

Usuleten de olsa iki çift laf etmeliydi,

Hangi aileye teslim edecekti cesedi ? ,

Teröristin ailesi kim diye nasıl soracaktı ?


“ teröristi kaybettik “ dedi kendi de anlamadan


dökülmüştü ağzından sözcükler,

“ terörist “ ve “ kaybetmek “

şefkatli bir ifadeydi kaybetmek sözü

oturmuyordu cümleye,

Ne deseydi peki ?

Ne deseydi o analara babalara ?

Kimdir bu hainin ailesi diye nasıl soracaktı ?

için için bunu istese de,


Analar ve babalar,

Analar ve babalar..


Hıçkırıklar, ağıtlar,

tabutu verdi

ve Mehmetçiğin ailesini

aldı yanına,

tam binecekken jipe,

gözünde boncuk boncuk yaşlarla

O küçük kız çocuğunu gördü,

bakıyordu,

sadece bakıyordu.


Kurşun’un anlamını yitirdiği noktadaydı,


Acılı şehit ailesiyle birlikte

Koyuldu karakolun yoluna…


MCU


( Teröristi Kaybettik başlıklı yazı MCU :) tarafından 26.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.